Renkli dünyaların
ihtişamına kapılan gençlerin
hayaller kurarak,
birdenbire zengin olma
hevesleri; aileleri
çoğu zaman zor durumda
bırakıyor...
Anne-baba yemediğini yediriyor,
giymediğini giydiriyor ama
yine de o boş hayaller,
bir kurt gibi gençlerin
içini kemiriyor...
Oysa hiçbir şey göründüğü
gibi değil...
Halbuki, birdenbire o ihtişama
kavuşanların hayatında
ne korkular var...
Gençler, Hırsızın oğlu
öykümü okuyun,
sonra kararınızı verin!..
Hangisi olmak isterdiniz?..

* * *
Belediyede üst düzey
bir bürokrat olan
Salih Bey,
dürüst ve namuslu
bir insandı. Haksız bir uygulama
yapıldığında,
başkanın karşısına çıkar,
Bu yanlış derdi. Başkan onun
çalışkanlığını ve dürüstlüğünü severdi. Yürekli adamdı üstelik. Personel arasında da
lakabı Evliya Salih ti.
Salih Beyin
tek çocuğu Caner le
başı dertteydi. Her akşam eve geldiğinde
Baba aklını kullanmıyorsun
demesi, onu öfkelendiriyordu. Caner, babasının
belediye imkanlarından
yararlanmasını istiyor;
bazı bürokratların
çocuklarını, ona örnek gösteriyordu.
Babası da her defasında,
Bugünün yarını var. Gün gelir hesabını sorarlar
diyor, Caner de
Kim neyi sordu baba
cevabını veriyordu.
Üniversiteye hazırlanan
Caner in dershaneye
gittiği arkadaşları arasında,
o bürokratların
çocukları da vardı. Altlarında
son model lüks otomobilleriyle
dershaneye geliyorlardı.
Caner in en çok, bazı arkadaşlarının
Kerizin oğlu
diye seslenmesi
ağrına gidiyordu.
Caner o akşam,
arkadaşlarıyla birlikte
kafeteryada buluştu. Gırgır, şamata
doruktaydı. O sırada,
bir lüks otomobil,
tam kafeteryanın
önünde durdu. Otomobilden
önce iri yarı bir adam indi. Koruma
olmalıydı. Sonra şoför kapıyı açtı. Otomobilden
inen genç adam,
Daire Başkanı Mustafa Beyin
oğlu Mümtaz dı.
Mümtaz, kasıla kasıla
Canerlerin bulunduğu masaya geldi.
Selam verdikten sonra oturdu. Birçoğu lisede
aynı sınıfta okumuştu. Okul anılarını
anlatıyorlar, kahkahalarla gülüyorlardı.
Vakit hayli ilerlemişti. Hesabı ortaklaşa
ödediler. Önce Mümtaz kalktı. Kafeteryanın
kapısına geldiğinde, karşı kaldırımdan üç genç ona
Hırsızın oğlu diye bağırdı. Mümtaz, koruması
üç gencin üzerine yürüdüğü sırada,
onlar yine Hırsızın oğlu diye bağırmaya
devam etti. Koruma, üç gence
Ayıptır diye sitem ederken;
onlar, Esas hırsızlık ayıp diye çıkıştı. Mümtaz ın
şoförü Cengiz, otomobili çalıştırdı. Koruma araca binince,
otomobil hızla uzaklaştı.
Masada, Mümtaz ın sevdiği
Selda da vardı. Bu görüntü karşısında
Selda utanmış,
yüzü kıpkırmızı olmuştu.
Caner, eve doğru yürürken,
o gençlerin Hırsızın oğlu
sözleri,
kulağında çınladı. Eve gelmişti. Kapının zilini
çaldı. Babası henüz uyumamış,
onu bekliyordu. Caner, Salih Bey hiçbir şey sormadan,
ona kafeteryada yaşadıklarını
anlattı. Sözleri bittiğinde,
Affet beni baba dedi. Salih Bey, çok şaşırmıştı.
Neden oğlum diye sordu. Caner, hırsızın oğlu diyeceklerine
varsın kerizin oğlu desinler dedi ve babasına sarıldı.
* * *
Bugününüz dünden daha iyi olsun. Sağlıklı ve huzurlu günler dileğiyle...