Koskoca ülkenin yarısını doçkalı kamyonetlerle işgal eden DAEŞ; öncelikle petrol bölgelerini kontrol altına almıştı...
DAEŞ'in bölgeden çıkardığı petrolü, İngiliz firma aracılığıyla sattığı ve bu yolla milyarlarca dolarlık kaynak yarattığı da bilinen bir gerçekti...
DAEŞ'i bir taşeron örgüt olarak kullanan emperyal ülkeler, bu vahşi örgütle sözüm ona mücadele ediyor gibi görünüyordu...
Neredeyse 50'ye yakın ülkeden oluşan "Koalisyon Güçleri" yıllarca DAEŞ hedeflerini bombalamıştı...
Ama DAEŞ'in gördüğü hasara ilişkin doğru dürüst bir görüntü yoktu...
Amerika, ısrarla DAEŞ'i düşman göstermeye devam etti...
Yemedik elbette ama "gargara" yaptık!..
Ve önceki gün, bizim gibi düşünenleri haklı çıkaran olay gelişti...
Irak ordusu, DAEŞ'in bırakıp kaçtığı mühimmatı dünya basınına sergilerken; silahlar
ABD ve İsrail malı çıktı...
Hani, DAEŞ'e silahları Türkiye temin ediyordu?..
Bunlarda yalan, bunlarda dümen biter mi?..
Foyaları tez ortaya çıkıyor...
Yeni tezgah sırada...
DAEŞ'in kontrolünden çıkan Suriye'nin Irak sınırına hakim Deyrizor'un doğu kırsalında bulunan ve ülkenin en zengin petrol yatağı olarak bilinen El-Ömer petrol sahası, terör örgütü YPG'nin eline geçti...
Kimin yardım ettiğini söylememe gerek var mı?..
Elbette Amerika ve İsrail...
İsrail Başbakanı Netanyahu'nun, Rusya Devlet Başkanı Putin'den "Bölgedeki Kürtlere sahip çık" isteği boşuna mı?..
Bölgedeki oyunun adı; "Büyük İsrail Projesi"dir...
Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yapının İsrail'in amacı olduğunu; rahmetli Uğur Mumcu, 24 yıl önce belgelerle yazmamış mıydı?..
Buna rağmen, Barzani ve Talabini'ye destek çıkıp, kırmızı pasaport veren de maalesef bizdik...
Uzatmayalım...
Amerika ve İngiltere petrol, İsrail toprak peşinde...
Bölge, onların "Vadedilmiş toprakları" ya!..
DAEŞ'in, bırakın füze atmayı, İsrail'e sapanla bile taş attığını gören ya da duyan var mı?..
Amerika ve AB ülkeleri; Türkiye'yi DAEŞ'e silah yardımı yapmakla suçladığı zamanlarda ortaya çıkan MİT TIR'ları olayının arka planını, şimdi daha iyi analiz etmek gerekmez mi?..
DAEŞ'in elindeki ABD ve İsrail silahları konusunda dünyanın neden sessiz kaldığını da...
Yüzbinlerce masum canın kanıyla beslenen emperyalistlere karşı; bütün dünyanın ortak mücadele içinde yer alması, bir insanlık görevi değil midir?..