AK Parti- MHP...
CHP- İYİ Parti'nin...
İşbirliği açıklamalarına üzülüyorum...
Nasıl üzülmeyeyim...
Partiye gönül vermiş insanları 'mal' yerine koyup...
"Benim şu kadar malım var, senin de şu kadar...
Bunları toplarsak, en çok mal bizde olacağı için...
Çiftlikte bizimdir" demekten farkları yok...
Kafalarında kare çitler oluşturmuşlar...
Seçmen, destekçi dediklerini...
Orada yayılıyor zannediyorlar!
***
Her şeyden önce böyle bir anlayış...
İnsan kişiliğe hakaret...
İnsan düşünen bir varlıktır...
Ve farklı düşüncelerimiz zenginliğimizdir...
Bir başka tehlikesi ise...
Sırf belediye kazanmak için...
Toplumu çift taraflı kutuplaştırmaktır...
Milletin, dünyanın geldiği noktada...
Daha fazla kutuplaşmaya değil...
Daha çok kucaklaşmaya ihtiyacı var...
Birbirini dinlemeye...
Diğerini anlamaya...
Farklılıklara tahammül edip saygı göstermeye...
***
Ama siyasetin her iki kutbunun da böyle bir anlayışı yok...
Vatandaşın ortak mülklerinin ve hizmetlerinin yönetimi...
Kurtarılmış bölgeler, zapt edilmiş kaleler gibi görünüyor...
Yani yukarıdaki anlayış devam ediyor...
Yerel yönetimler rant dağıtımının en önemli unsuru...
Bu rant dağıtımını eline alamayan güç kaybeder anlayışı...
Vatandaşın ortak malının üzerinde...
Gasp ve yağma emellerinden başka bir şey olmasa gerek!
***
Şayet konu millet, vatandaş, seçmen ise...
Her siyasi parti çıkarır adayını...
Tercihini millet yapar...
Sonra da yaptığı tercihin karşılığını görür ya da göremez...
Kendi muhasebesini kendisi yapar...
***
Seçmenin karşısına zaten siyasi partilerin tek aday çıkarıp...
"Bunlardan birini seçin!" demesi bir dayatma iken...
İşbirliği adı altında tercih sayısını azaltmak...
Dayatmanın daniskasıdır!
Ben bir seçmen olarak kendi adıma söylüyorum:
"Ben kimsenin malı değilim...
Beni çit içindeki mal gibi görüp, verdiğim oyun o çitin dışına çıkmayacağı üzerine hesap ve pazarlık yapanlar...
Karşılığını sandıkta alacaktır...
Partinize ve eylemlerinize güvenemiyorsanız...
Bırakın o koltuklara kendilerine güvenenler otursun!"