Ayaklanan.
Eylem yapan.
Tepkisi öfkeye dönüşen.
Veryansın eden.
Kısacası her birimiz rahatsızız.
Neden mi?
Herhalde keyfimizden değil.
Bizleri böylesine rahatsızlıkların içine iten olumsuzluklar.
Terme’de santral, Büyüklü’de taş ocağı.
Çiftlik’te gençler eylem yapıyor.
Yetkililere seslerini duyurmaya çalışıyor.
Duyan var mı?
Var da yok.
Duysalar ne yazar ki?
Zülfiyare dokunanı duysalar da duymazdan gelirler.
Bu ülkenin yönetilmeye ihtiyacı var.
Haliyle yönetene de.
İyi yönetilmiyoruz.
İyi yönetilmiş olsak her birimiz eylemlerde bulunmayız.
Öncelikle eylem niye yapılır, diye bakmalıyız.
Bizleri eyleme sürükleyen bir türlü düzeltilemeyen, bertaraf edilemeyen olumsuzluklar.
Halkın istemediği ortada.
Buna rağmen dayatmak neyin nesi?
Gerginlik kime ne kazandırır ki?
Halka rağmen hiçbir şeyin yapılamayacağı bilinmiyor mu?
Hesapsız-kitapsız hareket edip birilerine kazandırma adına toplumu hiçe saymak kabul edilir şey mi?
Ne Sinop.
Ne Gerze.
Ne de Terme termik santrallar yöresi olmalı.
Bu yörelerin geleceği turizm.
Turizmin düşünüldüğü yörelerde santral yapımında ısrarcı olmak rahatsızlık verir.
Halkla yönetenleri karşı karşıya getirir.
Diretme, arzulanmayan olaylara neden olur.
O halde, aklın yolu bir, deyip hareket edilmeli.
Hesap-kitap yapılmalı.
Her yöreye uygun yatırımlarla ülkenin kalkınmasına katkı sağlanmalı.
Olup-bitenler arzulanmayan gelişmeler.
Yetkililerin sessizliği ürkütür türden.
Eylemlere de dikkat edilmeli.
O eylemlere ‘Yürümekle, eylem yapmakla yollar aşınmaz’ mantığı ile bakılmamalı.
Bizden sadece hatırlatması.