''Söylediklerimden çok sustuklarımda saklıyım...
Ve gizlediklerimde gizliyim...
Beni anlamak için;
Konuştuklarımdan çok...
Sustuklarıma kulak verin...
Aklım sukutu sever benim...
... Çünkü çok ağır ödeştik biz hayatla.
Ben sonu olmayan çok yollardan geçtim...
Üç noktalar koymaz bana..."
Demiş Nazım Hikmet Ran...
Sanki bugünleri görmüş ve yaşamış gibi...
***
İçimizde birbirimize keskinleşirken...
Dışımız riyada...
Bırakın aynı evreni, galaksiyi, dünyayı...
Paylaşırken ortak vatanı...
Beklentilerimiz, dilimiz, inancımız farklı farklı...
'Birlik ve beraberlik' rüyalarımız da...
Farklılıklarımız zenginliğimiz olması gerekirken...
Tahammülümüz ve sevgimiz eksik...
Çıkarsız, beklentisiz ve karşılıksız sevgi...
Ve anlayış...
Ve saygı...
***
"Gönül Çalab'ın tahtı
Çalap (Tanrı) gönüle baktı
İki cihan bedbahtı
Kim gönül yıkar ise"
Diyense Yunus Emre...
Ama iyi anlaşılamamış nedense...
Anlaşılsa kıyar mı insan, insana...
Hatta canlıya...
Herkesin giderken götüreceği 3-5 metre bez iken...
Geride kalan kendi eliyle insanlığın iyiliği için yaptıklarıyken...
Bu düşmanlık...
Bu ayrışma...
Bu kin...
Bu nefret...
Bu malperestlik...
Bu güçperestlik...
NEDEN?