Öncelikle şunu hemen belirtelim;
OHAL döneminde
Hayata geçirilen düzenlemeler,
OHAL'in sona ermesiyle
Geçersiz sayılmayacak!
Anayasamızın148. Maddesine göre:
'Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler (Ek İbare: 7.5.2010 5982/18) ve bireysel başvuruları karara bağlar. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Ancak, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.'
Peki OHAL neydi?
Literatür şöyle tanımlar:
'Bir "istisna" hali olan OHAL, Anayasa'da düzenlendiği şekliyle, 'Tabi afet ve ağır ekonomik bunalım' ya da 'şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması' sebebiyle Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla ilan edilebiliyor.'
Sonuç olarak;
20 Temmuz 2016'da ilan edilen ve 7 kez uzatılan OHAL, 2 yılın ardından kaldırıldı. 20 Temmuz 2016 ilan edilen OHAL, 20 Temmuz 2018 de kaldırıldı. FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen ve 3 aylık sürelerle uzatılan OHAL, 730 gün sonra sona erdi.
OHAL'de, KHK'lar ile askeri okulların kapatıldı, kamu personeli olan binlerce kişi kamudan ihraç edildi, evlilik programları kış lastiği uygulamasını bile konula alan pek çok konuda düzenleme yapıldı.
OHAL kapsamında bugüne kadar yayımlanan 32 Kanun Hükmünde Kararname ile 125 bin 800 kamu görevlisi meslekten ihraç edilirken çok sayıda yayın kuruluşu, vakıf ve dermek de kapatıldı.
Darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturmalar kapsamında şu ana kadar 446 bin kişi hakkında işlem yapıldı.
Peki şimdi ne olacak?
Kişisel olarak beklentim;
Türkiye'nin
Bir Avrupa ülkesi olarak
Yoluna devam etmesidir.
Avrupa Birliği
İhtimal dahi olmasa bile
Kopenhag Kriterleri benzerinin
Ankara kriterleri olarak
Hayat bulması
Son derece önemli olacaktır.
En sağlık toplumsal sonuç
Ancak bu şekilde mümkün olacaktır.
İnsanın öncelikli olarak
Hukuk ile tam bir koruma altına alınması
Hak ve özgürlüklerinin
Her türlü
Toplumsal baskıdan
Uzak da tutulması;
'İnsanı yaşat ki, devleti yaşatabilesin'
İle mümkündür.
Jeopolitiğimiz gereği
Alınan bütün tedbirler
Güvenlikçi bütün yaklaşımlar
Bu hak ve özgürlükleri sağladığı için
İlk günkü gerekçelerini
Hala muhafaza etmektedir.
Bu anlamda
Hak ve özgürlük sınırlamaları
Her kesimden makul karşılık alacaktır.
Zira, özgür ve bağımsız olmayan
Güvenliğin zafiyet verdiği bir ülkede,
Kişisel hak ve özgürlüğün
Olmayacağını yaşayarak gördü bu halk!
İnşallah hukukun üstünlüğü ile sonuçlanacak daha güzel daha müreffeh günler yaşayacağız. Her zaman dua edercesine dediğimiz gibi;
Güzel günlere uyanın
Sağlıcakla kalın.