Devlet Bahçeli’nin Öcalan İmralı’dan gelsin TBMM’de konuşsun çıkışı ile başlayan tartışmalara , Cübbeli Ahmet Ünlü Hoca da  katılmış ,  Bahçeli’ye tepki  vermişti. Cübbeli Hocanın tepkisi internette ve televizyon kanallarında kendi sesinden görüntülü  yayınlanmıştı.

     Bir şehit yakını olarak Cübbeli Ahmet Hoca’nın açıklamalarını ve sonrasını televizyondan ve internetten bende takip ettim. Cübbeli Ahmet Hoca’nın açıklamaları çok netti. “Son zamanda öyle olaylar oldu ki bu memlekette, akıl sır ermez. En milliyetçi dediğimiz adamlar öyle şeyler konuştular ki biz bunları rüyada görsek inanmazdık. Kandırmalar var, aldatılmalar var, arkada başka meseleler de var. Dolayısıyla biz hakkı bugüne kadar söyledik, çözüm sürecine de karşı çıktık. Şu anda da biz bu işleri yanlış buluyoruz. Düşmanla, kafirle barış olmaz. Ne olur? Muharebe olur. Bugüne kadar ne deniyordu? Son teröristi öldürene kadar kararlı mücadele. Şimdi iş nereye döndü? İlk teröristi Meclis’e getirmeye döndü. Bunun izahı yok. Burada 40 bin şehit var, gazi var, yetim var, dul var, analar babalar var. Yemezler, yedirmezler. Herkes haddini bilecek. Kimsenin memleketin dinamiklerini dinamitlemeye hakkı yoktur. Babamın oğlu olsa, yanlışa yanlış derim.” Demişti. Öyle mi oldu? Bunun öyle olmadığını bir şehit yakını olarak açıkça ifade edebilirim. Birileri bizi salak yerine koymasın. Birileri birilerinden korkabilir. Biz bu vatana can verdik.

    Cübbeli Ahmet Ünlü Hoca’nın açılım tepkisi Öcalanla süreci başlatmak isteyenleri  çok rahatsız etmiş olmalı ki  Cübbeli Ahmet Hoca,Ünlü Kabadayı  Alaattin Çakıcıya bir ziyaret gerçekleştirmiş. Cübbeli Ahmet Hoca  ,Alaattin Çakıcıyı ziyarete giderek   görüşme yaptıktan sonra Ahmet Ünlü Hocanın Devlet Bahçeliyi eleştirdiği bu videoları internetten silmesi tamamen bir tesadüf olabilir mi? Kimse aklımızla alay etmesin. Ne olduğunu bilmiyoruz. Cübbel Ahmet Hocanın videoyu silmesi yeni bir açıklama yapması kendi takdiri. Daha ötesini bilmiyoruz. Cübbeli Ahmet Ünlü Hocanın U dönüşünü herkes elbette kendince yorumluyor.

   Benim 88 yaşındaki annem şehit annesi Bedriye Hamlı’da kendince kendi açısından aynen şu ifadelerle son yaşananları yorumluyor. ”Cübbeli Ahmet Hocayı susturabilirsiniz ama şehit annelerini asla susturamazsınız.” diyor. Haksız mı ?İki evladından birisini vatan millet uğrunda vatan toprağına emanet etmiş. Şehit oğlunun mavi gözlü paşasının buz gibi mezarına 32 yıldır evladım diye sarılmış, üzüntüden gözlerini kaybetmiş. Ne şehidine ,ne  kendisine bu hayatta hiçbir umut hakkı tanınmamış.2013 yılında çözüm sürecinde kahrolmuş ve isyan etmiş yanlış yapıyorsunuz diye haykırmış.2024 yılında yine aynı şeylerle 40 bin insanın katiline umut hakkı diyenler ölüyü yeniden diriltme sürecinin kıvılcımını yakmış, o şehit annesi hiç kimseden korkmuyor. Zaten kaybedeceğini kaybetmiş. Verilen sözlerin hiç birisi tutulmamış. Türk yargısı  idam demiş ,Yargıtay idamı onamış ama  birileri yargı kararını Başbakanlıkta 3 imza ile bekletmiş. İdam kararı Bahçeli’ninde imzası ile  TBMM’ne gönderilmemiş. O üç kişiden ikisi yaşamıyor yaşayan Devlet Bahçeli ise  bebek katili Öcalan asılsın derken, şimdi Öcalan TBMM’de konuşsun istiyor. Annem Bedriye Hamlı kıvırmıyor:” Biz şehit yakınları artık hiçbir şeyden korkmuyoruz. Hapisse hapis ,kurşunsa kurşun.” diyor. Bırakın adalet seyrinde tecelli etsin. “Şehitler ölmez, vatan bölünmez “diyenler şimdi nerede duruyor? Kim kimin yanında anlamakta zorlanıyoruz. Devlet aklı  şehitlerinin  katiliyle pazarlık ve  müzakere yapar mı? Gözlerimizin içine baka baka terörist başına umut hakkı diyenler biz şehit yakınlarını arkamızdan hançerlemiyorlarsa ne yapıyorlar?Şehitlerimizin kemikleri sızlatılıyor...