Sahur vakti!
Ense kökümde dizeler!
Dilimin ucunda şiirler…
Karşımda Kültür Sanat Merkezi…
Merdivenlerin dibinde balerin heykeli.
Kapısının üstünde Tiyatro Maskı.
Bunlar Sahne Sanatlarının iki göstergesi…
***
Sahi, Sanat neydi?
Hayat mıydı?
Hayattı; yaşamdı…
Ya sanatçı?
Hayatın, yaşamın içerisinde olan insandı…
Eser ama eser üretmiş olanlardı…
Hem de insan bilincinin damarlarının ucunu açan, genişleten ve insanlığı aydınlık geleceğe taşıyanlardı…
İnsan için; insanın insana yararında evrensel temaları bilince katanlardı…
Öyle mi?
Öyle!
Zira gerçek sanatçı, evrenselliktedir…
Evrensellikteki sanatçı, gerçekçidir.
Geçmişinden yararlanarak karanlığa ışık tutar.
Çünkü üretilen sanat eseri, ilerlemenin önde gidenidir…
***
Nitekim çağdaş dünya için; 'Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.' diyen Gazi Atatürk'ün bu sözü çok anlamlıdır.
Bu damarlar, şah damarıdır.
Peki bunlar kaç tanedir?
İki tanedir.
Biri giderse, hayat kopmuş demektir.
Bu söz, onun için insan canı kadar önemlidir.
Bunu hep söylerim!
Siz de söyleyin!
***
Mübarek sahur vakti.
Şah damarımda dizeler.
İmgelemimde şiirler:
'Bende bir resmi bile yok o sadece hafızamda.'
'Titanic' filminden bir replik bu!
Bendenizin değil!
***
Evet; karşımda Kültür Sanat Merkezi.
Merdivenlerinin dibinde balerin heykeli.
Kapısının üstünde Tiyatro Maskı.
Bunlar Sahne Sanatlarının iki göstergesi.
Sadece ikisi mi?