Küçük İskender'i uyardım!
Neden?
Çünkü elinde rakı kadehi!
Öğrencilerimizin karşısında!
'Olmaz, lütfen!' dedim.
Adımı sordu; söyledim.
'Adınızı çok duydum öğrencilerden hocam, affedersiniz. ' dedi.
'Ben de sizin adınızı çok duydum ama ezberden bir şiirinizi söyleyemedim' dedim.
Güldü.
'Birazdan okuyacağım' dedi.
Dinledim.
'… Bir plak olsam.
Zeki Müren çalsam, bozulsam.
Aynı yerde takılsam, hep tekrarlasam.
Elbet bir gün buluşacağız.
***
Küçük İskender ile ilk böyle tanıştım.
'Şiir şeydir' diyordu.
Neydi şey?
Peşinden de:
'Şiir insanın özetidir. Şiir insanın da dahil olduğu anların özetidir' diyordu.
Söyleşisini sürdürüyordu…
En arka sıraya oturmuş dinliyordum…
***
Kendilerine tiyatrodan öğrencilerim, hınzırca sorular, soruyordu.
Şairlerden futbol takımı kurduruyorlardı.
Şair, Küçük İskender düşünerek, şair adı söylüyordu:
'Teknik Direktör Nazım Hikmet olur. Sık sık da kırmızı kart görüp tribüne gider' diyordu.
'Kalede: Yahya Kemal. Defansta: Necip Fazıl, Behçet Necatigil, Melih Cevdet Anday, Oktay Rıfat. Orta Sahada: Edip Cansever, Sazai Karakoç, Ece Ayhan. Forvette: Attila İlhan, İlhan Berk. Cemal Süreyya.'
Ne hikmetse Orhan Veli'yi söylemiyordu!
Söylememekle de kalmıyor, yedek oyuncular arasında kendini de göstermiyordu.
Kısacası Cumhuriyet sonrası şairleri futbol takımında değerlendiriyordu.
***
Küçük İskender konuşurken, aşkla ilgili sözlerini hatırlıyordum.
'Adındaki harf kadar alfabem.'
'Affedilen vazgeçilendir.' gibi…
***
Doğrusu şiirin uç boylarında gezinen şairimizle, san'at ahlakım gereği oturup şiiri tartışmadım.
Çünkü konuğumuzdu.
O söyledi, naçizane bendeniz dinledim.
Anlamcı, şiirimizden söz etmedim!
Zira, İkinci Yenici şairlerin çoğunu futbol takımına almıştı.
Oysa bu şairler halktan kopuktu!
***
Ben olsam, İkinci Yeni'ci şairleri takıma sokmazdım.
Çünkü stat da kimse olmazdı!
Belki kendilerince haklılık yanları vardı.
Naçizane bendenizin de!
***
Nedense Üçüncü Yeni Şiir manifestomdaki anlamcılıktan söz etmedim.
Her şair, kendi özgünlüğüyle şiirin sonsuz kulvarındaydı…
Ayrılırken birdenbire:
'Hocam Şiir sokakta!' dedi.
Buna alkışla cevap verdim.
Öğrencilerimle birlikte kendisini yolcu ettim.
'İyi yolculuklar şiir.' dedim.
İyi yolculuklar…