2020 bitiyor, bitti...
Geride acı, keder, sıkıntı dolu bir yıl...
Birçok alanda 'Gelenin, gideni arattığı' bir yıl oldu...
Ekonomide...
Sosyal hayatta...
İlişkilerde...
Siyasette...
Bürokraside...
Yerel yönetimlerde...
***
2020'de pek çok sevdiğimizi kaybettik...
Bununla birlikte...
Devlete olmasa bile yönetenlerin pek çoğuna güvenimizi...
Siyasetin, oyun, başarı algısının...
İnsan hayatından daha önde olduğunu görerek üstelik...
Pek çoğumuz işini, aşını...
Daha önemlisi yarınlara olan umudunu kaybetti...
Dünleri özledik hepimiz...
Özgürlüklerimizi...
Üstelik daha da fazla özleyeceğimizi bilerek...
Neler kaybetmedik ki...
Umudumuzu, güvenimizi, sadakatimizi, saygımızı, hoşgörümüzü, sabrımızı, tahammülümüzü...
Erozyon vardı ama 2020 sel oldu aldı gitti kalan kırıntıları...
***
Ve 2020 pek çok şeyi de gösterdi bize...
Bazen zaten bildiklerimizi pekiştirerek, bazen üzerine ekleyerek, bazen de tahmin etmediklerimizi...
Oturdukları koltuk nedeniyle kendilerini dev aynasında gören siyasetçilerin cüceliklerine şahit olduk Samsun'da...
Küçük menfaat kırıntıları için büklüm büklüm olduklarını...
Oturdukları koltukların kağıda yazılan yazıdan fazla bir şey olmadığını...
Siyasette birbirlerinin kuyusunu kazanların alenileştiğine şahit olmaya başladık...
Milletin, Samsunlunun şahsi ikballer uğruna nasıl satıldığını canlı canlı seyrettik...
Egoları nedeniyle Samsun'a yazık edenlerin nasıl çark edip...
Kendi çıkarı için tükürdüğünü yaladığını gördük, tükürükler kurumadan!
Koltuğa oturunca birilerini 'bitirmeye' niyet edenlerin, kendilerinin nasıl tükendiğini, mum gibi eridiğine şahitlik ettik...
"Samsun'da adam mı var?" diyenlerin, "Adam seçme referanslarının yüzde 10'lar" olduğunu öğrendik yine 2020'de...
Aslanların kedi, kedilerin aslan olduğunu bir kez daha teyit ettiğimiz gibi...
Ve yine gördük...
Kargaları kılavuz edinenlerin düz yolda nasıl çamura battıklarını...
Samsunluyu temsil edenlerin bu kentin insanlarını nasıl sattıklarını...
"Samsun neden kalkınmıyor?" diye soranların, "Ne kadar başarısız insan varsa kente ait koltuklarda oturuyor" cevabına şaşırmadıklarını...
***
2020 yılında yine gördük...
'Hırsızlığı, namussuzluğu' tescillenmişlerin gördüğü rağbette kayıp olmadığını...
'Ahlaksızlığın' nasıl normalleştirilip 'Bizdense etik dışıdır' haline dönüştürüldüğünü...
'Çalmak için yapmak lazım' sözünün Samsun için normalleştiğini...
Ak oturulan koltuklarda daha 2 yılı doldurmadan beyazların görünmez hale geldiğini...
Samsun'un geleceğinin, şahsi hesaplarla nasıl iç edildiğini, yok edildiğini...
***
Yani daha çok uzar 2020'de kaybettiklerimiz...
Ama ne kazandık derseniz?
Tüm bunları görenlerin sayısının biraz daha arttığını diyebilirim...
Başka yok!
Zira yıllarda sadece rakam değişiyor...
Koltuklarda da isimler değiştiği gibi...
Biz kendi haklarımızın, kendi değerlerimizin kıymetini bilmez, onlara sahip çıkmazsak...
Yıllardaki rakamların irademiz dışında değişmesi...
Koltuktaki isimlerin milletin arzusu dışında değişmesi...
Samsun'da da, ülkede de hiç bir şeyi değiştirmeyecek!
Böyle gelmiş, böyle gidecek...
Biz 'Dur!' diyerek, Allah'ın verdiği en büyük mucize olan aklımızı tek ve hep birlikte en iyi şekilde değerlendirene kadar!
***
2021 yılının herkesin gönlünce geçmesi dileklerimle...