İnsanların en zayıf tarafı; yaşarken sıradan biri olmak; öldükten sonra da unutulmak…

Böylesine biri olmamak, çoğu kez insanların elindedir…

İnsan, eğer, bir yön bulur ve ölünceye dek çaba sarf ederse, sıradanlıkta da, öldükten sonra unutulmaktan da kurtulur…

Sözü kentin tarihi arşivi, Tuncer Üçüncüoğlu' na getirmek istiyorum…

Yılmaz Ulusoy' un Karadeniz'deki gözü, kulağı, kader arkadaşı !...

Deniz Temiz Derneği (TURMEPA) ' nın Karadeniz Bölge Koordinatörü…

Geniş yürekli… Dost… Sevecen... Dar kalıpların adamı olmayan….

Dostlukları çıkarsız, karşılık ve doyumsuz olan…

Sevdi mi tam seven…İstese de kimseye kin tutmayan…

Doyumsuz sohbetlerin adamı…. Fikir dolu, anı dolu, yorgun saatlerin dinlendirici, serinletici bir 'Muhabbet' insanı…

Tuncer Üçüncüoğlu

Türkiye'nin önde gelen iş dünyası, bilim, sanat, fikir ve devlet adamları ile beraberlikleri olmuş, onlarla 'Dostluk Bahçesi' nin eşsiz çiçeklerinden bal toplarcasına, 'Bir Dergahta' olmanın güzelliklerini yaşamış olan…

Güzel insan…

Dünya pek umurunda değildir. Para onun için bir hiçtir. Kendisi maddiyatın peşinden hiç koşmadı. Yılmaz Ulusoy'u o yüzden hiç bırakmadı. Cebinde 1 TL olsa bile onu yanındakilerle, dostlarıyla harcadı…

O Trabzon'un köklü 'Üçüncüoğlu' ailesindendir. Ama onu Tuncer Üçüncüoğlu yapan geçmişinden çok kişiliği, insancıllığı, dostlukları ve anılarıdır.

Köklü ve varlıklı bir aileden gelmenin nimetlerinden tabii ki, yararlandı. Bugün Trabzon'un Ganita gibi paha biçilemeyen yerlerin sahiplerinden biri olmak bile onu hep dolu başak misali boynu bükük yaptı…

O hayatı boyunca kendisi için hiç koşmadı ama dostları için onu kimse tutamadı…

O'nun için ne yazılsa azdır. Çünkü o kadar çok özelliği var ki…

Kentin tüm seçkin insanları, ara caddeleri, ne olup, ne bitti…Aklınıza ne geliyorsa O' na sorun. O biliyor. Çünkü O Samsun'un Google ' dur.

XXX

HERKES BİLİYOR…AMA KİM NE YAPIYOR O BİLİNMİYOR

İnsanoğlu kendi eliyle doğal dengeyi bozarak, geleceğini de tehlikeye atıyor…

Katledilen doğayı kurtarmak için çok geç kalınmış mıdır?

Sizce…

Kimyasal kullanımlar nedeniyle, biyolojik mücadelenin en önemli materyalleri olan bal arıları, balıklar, kurbağalar, yırtıcı kuşlar ve diğer hayvan türleri teker teker ortadan kalkıyor…

Bilim dünyası feryat ediyor…

Şimdi de canlıyı, canlıya yedir…Türleri yok et…

N'oluyor bize…

Çevremize bir bakın. Örnek arayın…İşte size 7'den 70'e bölgedeki herkesin bilip, bir şey yapamadığı gerçek…

Köylüler İsrail Sazanı diyor…Bilim dünyasındaki adıyla, 'Carassius Gibelio' …..

Eti lezzetsiz, tatsız, bol kılçıklı ne olduğu belli olmayan bir tür….

Ladik Gölü…Terme Simenit Gölü…Bafra balık gölleri…

Nerede Turna Balığı

Yok artık…

Turna Balığımızın kökünü kuruturken hepimiz seyrettik…Seyrediyoruz…

Aynalı Sazan…Kambur Sazan…Yayın balığı…Sırada ne varsa…

Doğal balıklarımızın nesli tükenmek üzere…

Biyolojik bir savaş mı?...

Kim bize cevap verecek, göllerimizi, ırmaklarımızı bu istiladan kim kurtaracak…

Bu canavarı kim bizim sulara bıraktı….

Kim muhataptır. Kim kurtaracaktır bizi…

Sayın Rektörüm, Sayın Valim…Sayın Bakanım…

XXX