Siyaset gündeme ne zaman gelse, ne zaman nerede bir seçim hazırlıkları olsa ya da boş olan bir yere atama yapılacak olsa hangi parti olursa olsun gündeme hep yanı isimler geliyor, hep aynı isimler bir yerlere talip olmak zorunda hissediyor kendini…
Daha acısı bu isimler geliyor da o yerlere…
Türkiye Avrupa'nın en genç nüfusuna sahip…
Müthiş genç yetenekler var…
Bir seçimden diğer seçime kadar milyonlarca genç yeni seçmen oluşuyor ancak hep aynı isimler aynı yerlerde duruyor…
Bu saçma değil mi?
Peki, siyasi partiler şimdi çıkıp haksızlık yapıyorsunuz gençlik kollarımız var derse sakın demeyin cevabımız hazır…
Partilerin gençlik kolları seçim dönemlerinde bayrak asmak, miting alanlarını süslemek ya da getir götür işini yapmak için var…
AK Parti'ye bakıyorsun meclislere bakıyorsun aynı isimler. Bakıyorsun haksızlık mı ediyoruz diye hiçbir özellikleri de yok. Sosyal medyadan bir haber yabancı dil desen hiç yok, acaba iyi bir eğitim mi aldı diyorsun o da yok. Peki, neden orda diye soruyorsun ben bu davanın içinden geliyorum kurulduğu günden beri varım içinde olmalıyım.
Tamam güzel izin ver aşağından gelen milyonlarca genç te bu davaya hizmet etmek için sıra bekliyor hem de senden daha eğitimli, çağa ayak uydurabilen, gelişen ve değişen dünyaya daha hakim. Olmaz ben olmalıyım.
O zaman da hizmet edecek kaliteli gençleri küstürüp partiden uzaklaştırırsan iki tane ilçeye başkanlık yapacak kişiyi aylardır bulamazsın.
Seçimi kaybeden başkanlarda aday gösterilemeyenlerde, bir önceki seçimde seçilemeyen milletvekili adayları da, geçmişte milletvekilliği yapıp yeniden aday gösterilmeyenler de kimse rahat durmuyor. Zannediyorlar ki ben olmasan ülke batar bu şehri ben yönetmeliyim. Niye sen .
Böyle devam edersen gençleri de partinden uzaklaştırırsın…
CHP faklı mı dersen o daha acı.
Atakum'da seçimlere gittim Serhat Türkel diye genç bir aday var. Karşısında şüphesiz çok değerlidir geçen seçimi kaybeden ancak arkasında partinin tüm ağır abileri. Salona bir girdim ayakta zor duran o saygın abiler kulislerden geri kalmıyor. İlginç.
İlkadım'a geldik İsmail Can Serter diye genç bir avukat ilginç ve bir o kadar da değerli söylemlerle yola çıkmış ama bakıyorsun birileri hem İlkadım hem de il kongrelerini dizayn etmiş bile.
Bakın 50 yaşını aşmış 30 yıldır bu şehirde üst düzey medyalarda da bölge müdürlüğü yapmış bir gazeteci olarak söylüyorum. Benim bildiğim en azından Samsun'da siyaset tıkandı. Gençler siyasete küstürüldü. O zaman genç beyinler sosyal medyaya gömülüp şehirlerinin sorunlarından bihaber yaşamaya başladı.
Kanal İstanbul gibi en azından tartışılması gereken bir projeyi televizyon kanalı zannedenler var.
Gençlerin önünü açın yoksa siyaset yapacak kişi bulamazsınız benden söylemesi…