n

n
n Samsun, Karadeniz Bölgesi’ndeki 18 ilin en büyüğü. Nüfusu da bir milyon 250 binin üzerinde. Durum böyle olunca sivil ve askeri bürokratı da çok olan bir kent. Bu kente her yıl onlarca sayıda bürokrat gelir, bir o kadarı da tayin olur ve başka şehirlere gider. Gelen ve giden bürokratların çoğundan yakın mesai arkadaşları dışında kimsenin haberi bile olmaz. Bazıları da vardır ki, kurduğu dostluklar sayesinde insanların gönlüde taht kurar. İşte bunlardan birisi, Samsun’da 6 yıl görev yaptıktan sonra Balıkesir’e tayini çıkan Kıdemli Albay Haşim Uçar.Albay Haşim Uçar, Samsun’da görev yaptığı süre içinde İlkadım Ticaret Meslek Lisesi, Sema-Cengiz Büberci Kız Teknik ve Meslek Lisesi, Ahmet Sarı Lisesi, Samsun Sağlık Meslek Lisesi ile eski adı Milli Piyango Anadolu Lisesi olan şimdiki adı Onur ATEŞ Anadolu Lisesi’ndeki binlerce öğrencinin Milli Güvenlik derslerine girdi.
n
n
n
n Kendisi, Cumhuriyet ve onun kazanımlarına sıkı sıkıya bağlı, toplumun manevi değerlerine de saygılı biriydi. O, Samsun’da görev yaptığı 6 yıllık görev süresi içinde hem kışladaki askerleri eğitti hem de yukarıda adı geçen okullardaki gençleri. Bu nedenle Samsunlular onu, o da Samsunluları çok sevdi.
n
n
n
n Ne zaman Haşim Albayın adı geçse, hep Can Dündar’ın “Dostluk üzerine” başlıklı yazısı gelir aklıma. Ne diyordu Can Dündar o yazısında? “Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın. Nereden çıktın bu vakitte? dememeli. Bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında; gözünün dilini bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı... Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında. Sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin.
n
n
n
n İhtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin. Kucaklamalı seni güvenli kolları, dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı. En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz. Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli. Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli.
n
n
n
n Övmeli âlem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, hak ettim diyebilmelisin. Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının da yegane şahidi. Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş. Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin. Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş…”
n
n
n
n Değerli aile dostumuz Kıdemli Albay Haşim Uçar’a yeni görev yerinde başarılar dilerken, saygıdeğer eşleri Seher Hanıma, biricik kızları Müge ve Merve’ye de bundan sonraki yaşamlarında sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum.
n