Ezber bozmak, bir kişi ya da toplumun sahip olduğu algı ve düşünce biçiminin yanlışlığını ortaya koyarak, doğrusunu yapmaktır. Başka bir ifadeyle, mevcut alışkanlıklarının değiştirilmesi, eski yaşam biçimi ile davranışlarının yeni bir hale büründürülmesi sürecidir. Bu durumu, ‘sıradan ve sürüden ayrılma olarak tanımlayanlar bile vardır.
Ezberi, ezber bozucular bozar. Ezber bozmak her babayiğidin harcı değildir. Ezber bozmak; toplumun önünde gitmek, sahip olduğu düşünce sisteminden taviz vermeden bedel ödemeyi de gözönüne alarak yılmadan ve yıkılmadan ilerlemektir. Dünyada ezber bozanlar başta peygamberler olmak üzere, filozoflar, gerçek aydınlar, sporcular ve toplumun içinden çıkmış liderler olmuştur.
Konu ezber bozmadan açılmışken; çok gerilere gitmeye hiç de gerek yok. 1950li yıllarda Bir mil dört dakikanın altında, 100 metrede 10 saniyenin altında koşulamaz, bu insan fizyolojisi açısından mümkün değildir yargısı varmış. Bu düşünceler atletizmle uğraşan atletleri ve atletizm otoritelerini hep olumsuz yönde etkilemiş. Atletizm otoriteleri ve atletler, bu görüşün etkisinde kalarak bir mili dört dakikanın altında koşmayı hiç düşünmemişler. Yarışmalarda bütün atletler artık rekor kırmak için değil de sadece birinci olmak için koşarlarmış.
Roger isimli bir kişi çıkmış, Bu ne biçim bir anlayış ben bunun doğru olmadığını göstereceğim demiş yakın çevresine. 1954 yılında yapılacak olan yarışa bir yıl kala bir mili dört dakikanın altında koşmak için çok sıkı hazırlanmaya başlamış. Bir yıl boyunca tüm fiziki çalışmalarını yapan Roger, bu yarışmada hedefe ulaşmak için sadece fiziksel antrenmanlar yapmanın yeterli olmadığını anlamış.
O, her gün zihinsel antrenmanlar yapmayı da ihmal etmemiş. Kendini zihinsel olarak da bu işe hazırlamış. Zihninde artık tek bir düşünce varmış. Hedefe ulaşmak. Hedef ise, bir mili dört dakikanın altında koşmak. O, bu yarışa hazırlanmaya başlarken Bir mili dört dakikanın altında koşacağım diye başlamış. Kendisine olan güveni de her geçen gün artıyormuş. Zihninde hep bir yıl sonraki yarışı ve onun sonunda kıracağı rekoru düşünüyormuş. Yarış günü nihayet gelmiş çatmış. Yarış başladığında tüm atletler birinci gelmeyi düşünürken, Roger rekora koşuyormuş.
Onu gerçekleştireceğinden hiç şüphesi yokmuş. Yarış, Rogerin birinciliğiyle bitmiş. Onun için birinci gelmek önemli değilmiş zaten. Hemen skor borda yönelmiş. Orada yazan rakam 3,59muş. Roger başarmış. Bu başarı, onun bir yıl boyunca çaba sarf ettiği hedefine ulaşmasını sağlarken, onu aynı zamanda ezber bozucular arasına da katmış. Roger bu zaferi sadece bedensel gücü ile değil, zihinsel gücü ile de kazanmış. Rogerden sonra gelen birçok sporcu da zihin gücünü keşfederek inanılması mümkün olmayan rekorlara imza atmaya başlamış. Bir yıl içerisinde aynı rekoru Rogerin dışında 300 atlet daha kırmayı başarmış. Artık sporcular, inanılmazları gerçekleştirmenin formülünün yüzde 20sinin bedensel güçle, yüzde 80inin de zihinsel güç ile başarılabileceğinin farkına varmaya başlamış.