İnsanoğlu sosyal bir varlık olarak dünyaya gelir ve çevresindeki insanlarla iletişimde kalarak hayatını sürdürür. Çevresindeki insanların desteği ile kişi hayata olan bakış açısını, olgunlaşmasını ve gelişimini tamamlamaya çalışır. Tüm bunlar kişinin hayatını bağımsız bir birey olarak sürdürmesine yardımcı olur. Tüm bu süreçte kişi bulunduğu sosyal ortamlarda kendisi için tehlike olacak durumlarda bulunmamak ve buna bağlı olarak rahat davranmak ister. Fakat sosyal ortamlarda başkaları tarafından küçük düşürüleceği veya olumsuz yönden eleştirileceği yönündeki düşüncelerinden kaynaklı olarak ortaya çıkan sosyal kaygı, kişinin hayattan kopmasına, kendi dünyasına çekilmesine ve kendini yetersiz hissetmesine neden olur. Özetle sosyal kaygı, kişinin bulunduğu ortamlarda uygun olmayacak şekilde davranış göstermesi, küçük düşürülme hissi, başkalarında kendisi için negatif yönde algı oluşması ve onlar tarafından aşağı, beceriksiz veya yetersizmiş gibi değerlendirilecek düşüncelerinden kaynaklı olarak ortaya çıkan rahatsızlık durumudur. Bu noktada sosyal kaygı yaşayan bireyler bulunduğu ortamlarda iletişimde bulunmaktan veya herhangi bir durumu gerçekleştirmekten ciddi derecede rahatsızlık duyarlar.
İnsanlar birçok konuda sosyal kaygı yaşayabilirler. Yapılan araştırmalara göre ergenlik döneminde başlangıç gösteren sosyal fobi, bu süreçte alınacak olan psikolojik destek ile atlatılması bireyin ilerleyen dönemlerde hayata olan bakış açısını şekillendirmeye yardımcı olacaktır. Okul, iş vb. alanlarda kendini göstermesi açısından büyük ölçüde fayda sağlayacaktır. Peki, sosyal kaygının fiziksel belirtileri neler gelin hep birlikte bakalım…
Kişinin kaygı düzeyi arttıkça, fiziksel belirtiler de artacaktır. Bunlar; titreme, kızarma, karın ağrısı, terleme veya ellerin buz kesilmesi, baş dönmesi vb. gibi belirtilerdir. Kişi yaşadığı bu kaygı veya korkunun farkında olup anlamsız olduğunu bilir. Bu süreç altı ay ya da daha uzun sürüyor ise bir uzmandan destek almaya ihtiyaç vardır. Bu süreçte kişide bulunan düşünce yapılarına örnek verecek olursak ' beni kimse sevmez, her an rezil olabilirim, yetersiz biri olarak görebilirler, kaygılarımı onlara belli etmemeliyim' örnek verilebilir. Peki, sosyal fobinin tedavi kısmına gelecek olursak; sosyal fobinin kişi için planlanan tedavi planı ile tedavisi mümkündür. İlaç tedavisi ve bilişsel davranışçı terapi yöntemi uygulanabilir. Terapideki hedef, kişinin kendisiyle ilgili olan düşüncelerini olumlu düşünce yapısı ile değiştirmek olacaktır. Sistematik duyarsızlaştırma ve gerçek hayatta maruz bırakma yöntemleri kullanılabilir. Kişi aşamalı olarak terapistinin kontrolü altında kaygı duyduğu durumla karşılaştırılır. Nefes egzersizleri de bu süreçte fayda sağlayacaktır. Hepinize sağlıklı günler diler şeker tadında bir bayram geçirmenizi dilerim.