Ermeni askerlerin sınırda bir Azeri köyüne
ateş açmaları sonucunda,
2 kişinin öldüğü, 2 kişinin de
yaralandığı haberini
İHAnın bülteninden okurken,
hafızam beni 17 yıl öncesine sürükledi...
Anadolu Ajansını siyasi etkilerden arındırarak,
ajansa büyük bir güvenilirlik ve saygınlık kazandıran
dönemin genel müdürü, gazeteci Hüsamettin
Çelebi ağabeyimle aramızda geçen bir
sohbeti anımsadım...
O günlerde, dünyaca ünlü AFP, Ermenistandan
geçtiği haberde,
Azerilerin, iki Ermeniyi hunharca öldürdüğünü
bildirmişti...
AA dahil hiçbir ajansın
o günlerde Türk Cumhuriyetlerinde bürosu yoktu...
Yabancı ajanslardan
çeviriler yapılarak haberler servise veriliyordu...
Meslekte çok şey öğrendiğim, gerçek bir gazeteci olduğu kadar yiğit bir vatansever de olan Hüsamettin Çelebi,
Bu haber yalan dedi. Öldürülenlerin aslında Azeri olduğunu söyledi...
Bu dezenformasyonun, yani çarpıtmanın
önüne mutlaka geçilmesi gerektiğini belirtmişti...
İlk olarak derhal Baküde AAnın bürosunu kurdu. Sonra başka Türk Cumhuriyetlerine...
Atatürkün, Kurtuluş Savaşı Mücadelesi sırasında Anadolu Ajansını
kurmasının nedeni de yabancı ajansların bu tür çarpıtmalarının önüne geçmekti...
İHA ve Cihanın da Türk Cumhuriyetlerinde,
hatta Orta Doğu ülkelerinde teknolojik üstünlüklerle örgütlendiğini biliyorum...
Irakta ve Filistinde en doğru
haberler, Türk haber ajansları tarafından
verilmekte, olup bitenler
objektif olarak geçilmektedir...
Dün, Ermenilerin saldırı haberini
İHAnın bülteninden okuduğumda, yabancı ajansların Ermeni yandaşlığı
yapıp, dünyayı kolayca aldatamayacağını
görmenin sevincini yaşadım...
İskeçedeki Türk imamın eşi ve çocuklarıyla
birlikte dövülmesi olayını da
yine bizimkiler geçmişti...
Atatürkün fikri büyüklüğünün
temelinde, onun ileri görüşlü oluşu vardır...
O, Kurtuluş Mücadelesi yıllarında Anadolu Ajansı sayesinde,
yabancı ajansların çarpıtma ve yalan
haberlerinin önüne geçmeyi
büyük ölçüde başarmıştır...
Aslında, düne baktığımızda,
bugüne dair çok şeyi görmek pekala mümkündür...
Hele bir bakabilsek!..