Her ikisi de Samsun un ikinci planda kalan, çok öne çıkamayan ilçesi.
Biri Neyzen Tevfik in, diğeri dünyaca tanınan Amazonların kenti.
Her ikisi de denize sıfır kıyı olamamanın dezavantajlarını yaşıyor,
tarihi kültürel varlıkları bünyesinde barındırmalarına karşın turistin
ilgisini yeterince çekemiyor, bunun yoksunluğunu derin bir şekilde
hissediyor.
Son yıllarda -geç kalan- özellikle turistik yatırımlarla bu dezavantaj
bir ölçüde avantaja dönüştürülmeye çalışılıyor.
Bu yatırımların her iki ilçeye kazandırılmasında kuşkusuz Samsun
Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz ın katkısı önemli rol
oynuyor.
Terme nin Miliç bölgesine yapılacak tesisler, bu ilçeye artı olarak
yansıyacak, ilçe halkı modern plaja, konaklama tesisine kavuşacak.
Uzak da olsa Bafra nın kıyısına kazandırılacak böylesi yatırımlar da
bu ilçeye bir canlılık getirecek.
Bu arada turizm yatırımları bekleyen Termeliler, ilçeye kurulması
öngörülen termik santralin şokunu yaşıyor, buna karşı kararlı bir
mücadele yürütüyor.
Umarım bu mücadeleleri başarıya ulaşır, termik santral tehlikesi savuşturulur.
Kuş Cenneti nin bulunduğu , Neyzen Tevfik in memleketi Bafra,
Amazonlara ev sahipliği yapmış, hala o kalıntıları bünyesinde
barındıran Terme, bu değerleri yeterince kullanamıyor, bunu artıya
dönüştüremiyor.
Neden Bafra nın Kolay Köyü nde Neyzen Tevfik Kültür Haftası, neden
Terme de Uluslararası Amazon Kültür ve Sanat Festivali yapılmasın,
neden bu iki ilçe bu festival ve etkinliklerle dünyaya adını
duyurmasın?
Sanırım başta Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz ile Terme Belediye
Başkanı Şenol Kul ve Bafra Belediye Başkanı Zihni Şahin bu konuda
birlikte bir değerlendirme yapar, bu konuda bir adım atar.
Terme ve Bafra, dillere destan pidesi ve pirinciyle adını duyurabiliyor,
damaklara müthiş lezzet yayan pidelerinin muhteşemliği ile Türkiye nin her
yerinde övgü ile anlatılıyor.
Bafra nın kapalı ince ve kıtır pideleri ne denli güzelse, Terme nin de
yine ince, açık, az yağlı pideleri damaklarda unutulmaz bir tat
bırakıyor.
Hatta bilebildiğim kadarıyla Bafra nın görünümüyle iştah kabartan uzun
ve gevrek pidesine Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından
patent verildi.
Terme halkının da patent almak için çalışma yürüttüklerini biliyorum.
Belki de aldılar haberim yok.
Terme ile Bafra arasında tatlı bir pide rekabeti vardır.
Bu rekabet her zeminde, her ortamda birbirlerini üzmeden, kırmadan
gerçekleşiyor.
Her iki ilçe halkı da en güzel pidenin kendilerininki olduğunu
savunuyor, bu iddialarını her toplantıda, her ortamda dile getiriyor.
Hatta bu savlar o denli ileriye taşınıryor ki, bu rekabet büyük kentlerdeki
Termeli ve Bafralılar arasında bile yaşanıyor.
Büyük kentte yaşayan biri olarak şunu söyleyebilirim, gerek Terme nin
gerekse Bafra nın pideleri buralarda tanınıyor, özellikle hafta sonu pideciler
ağzına kadar doluyor.
Her ikisi de Karadeniz in çeltik diyarı.
Pirinçleri büyük kentlerin pazarında, marketlerinde büyük ilgi
görüyor, tüketicilerin öncelikli tercihi oluyor.
Pide ve pirinçleriyle tanınan Bafra ve Terme, artık kabuğunu kırmalı,
gerçekleştirilecek festival ve kültürel etkinlikler, kazandırılacak
yatırımlarla turistin ilgisini çeken daha da öne çıkan konuma gelmeli.
Bafra ve Terme, neden Ünye, Fatsa, Ordu gibi tercih edilmesin?
Haksız mıyım Sayın Şenol Kul, Zihni Şahin?
Öncelikli görev de size düşüyor.