Oda Tiyatrosunun önünden geçiyorum.
Burada derse girerdim.
Hocamız Ragıp Erden:
'Gözlem yapıp gelin.' derdi.
40 dakika sonra dönerdik.
Gözlemlediklerimizi oynardık.
Tip ve karakterler sahnede gelip giderdi.
***
Dersinin adı Sahne Bilgisiydi.
Aynı zamanda Tiyatro Bölüm Şefimizdi.
(Işıklarda uyusun…)
Klasik Tiyatro anlayışı vardı.
Bizim kuşak biraz 'Epik Tiyatro'cuydu.
Tartışırdık.
Hem de ne tartışma!
Çağdaş özgürlüğün temeli tartışmadan geçer diyorduk.
Lavaboya giderken bile tiyatro sistemlerini konuşurduk.
B.Brech'den, K. Stanislavski'den, W. Shekespeare'den kimimiz de Ragıp Erden hocamız gibi Tuluat Tiyatrosundan söz ediyorduk.
***
Neydi Tuluat Tiyatrosu?
Batı ile Geleneksel Tiyatromuz arasında köprü görevi yapmıştı.
1875 yılında Kavuklu Hamdi tarafından kurulmuştu.
Kendine özgü tiyatroydu.
Cumhuriyetimizde de ünlü Tuluatçılar vardı.
İsmail Dümbüllü gibi…
***
Önemli olan Tuluat Tiyatrosunda İbişti.
'Uşak' ,'Abdal' ve 'İhtiyar' da önemliydi.
(Sahnede herkes önemlidir.)
İhtiyarın görevi Hacivat veya Pişekar gibi baş güldürücüye nükte yapması için fırsat vermesiydi.
Buna Tuluatçılar 'Anahtar Vermek' derdi.
***
Toprak zeminden, perdeli sahneye geçişimiz Tuluat Tiyatrosu ile olmuştur.
Tuluat tiyatrosunun ayrılmaz öğelerinden biri de kantolardı.
Sanırım son kantocu Nurhan Damcıoğlu hanımefendi idi.
Kantocular hem şarkı söylüyor hem de rollerde oynuyorlardı.
Tuluat oyunları Anadolu'muzda da çok oynandı.
Ancak bugünkü tiyatromuz gibi başarılı olamadı.
Sonuçta Prof. Dr. Metin And hocamızın Tuluatçılar için dediği gibi:
'Yaratıcılık yeteneklerinin ve kültürlerinin sınırlı olmasından, ulusal bir tiyatro kurmakta yeterli olamamışlardır.'
***
Evet eski Oda Tiyatrosunun önünden geçiyorum.
Burada ders verdim, oyunlar yönettim.
Rahmetli Ragıp Erden hocamız:
'Gözlem yapıp gelin.' derdi.
40 dakika sonra aynı yerdeyim:
Şimdi Tuluat da Oda Tiyatrosu gibi müze mi oldu?