John Perkins, 'Bir Ekonomik Tetikçinin itirafları' kitabında anlatır...

Halkı yokluk içindeki ülkeleri nasıl batağa sürüklediklerini...

Büyük küresel şirketler, proje üretip, bu projelere kredi sağlayarak...

Ülkeleri soyup soğana çeviriyor...

Bu işler yapılırken de...

Karar vericileri ikna edenlere 'Ekonomik Tetikçi' diye adlandırıyordu...

Tabi Ekonomik Tetikçi, bu soygun için karar verici durumdakilere bol bol rüşvet dağıtıyordu...

Yani...

Rüşvet almak için bir şeyler yapılması gerekiyordu...

Komisyon gibi...

Ekonomik Tetikçilerin varlığıyla Ekonomik Komisyoncular ortaya çıkıyordu...

Öyle ya...

Borç var diye hiç bir şey yapmazsanız...

'NASIL KOMİSYON ALACAKSINIZ Kİ?'

***

Türkiye'nin hatta Samsun'daki durumu görmek için...

Dört serilik bu kitapta yazılanları, sadece uyarlamak yeterli...

Ülkede borç var...

Samsun'da borç var...

Ama yapılanların hiç birisi...

"Bu acil, mutlaka yapılmalı' diyeceği hiç bir şey yok...

Türkiye'de herkes ortalama 500 Dolar yani 8 bin 500 TL civarında borçlu...

Samsun'da da sadece Büyükşehir Belediyesi'nin kişi başına düşen borcu 2 bin TL'ye yakın...

İlçe belediyelerinin borcunu da katınca...

Kişi başına düşen yerel yönetim borcu 3 bin TL civarında...

Hal böyleyken...

Millet yokluk içindeyken...

Ekmeğe muhtaç iken...

Sofralar, aile bütçeleri alev almış cayır cayır yanarken...

'Saç taramak'tan başka hiç bir anlam içermeyen işlere milyonlar aktarmak...

Başka bir anlam içermiyor!

***

Sistem basit işliyor...

Vatandaşın ihtiyacı var mı, yok mu diye düşünmeden...

Bu ne kadar acil diye sorgulamadan...

Borçlanma, borcu artırma pahasına bir şeyler yapacaksın...

Ekonomik faaliyet olacak...

Para harcanacak...

Davetle çağrılanlara iş verilecek...

Komisyonlar dönecek...

Milletin borcu artarken...

Birileri 'Ekonomik Tetikçilik'le, 'Ekonomik Komisyonculukla' daha zenginleşecek...

Eh nasıl olsa bu işleri denetleyecek...

Milletin parasının hesabını soracak kamu yöneticisi olmadığına...

Siyaseten bu vasıflara taşıyacaklar bulunmadığına göre de...

Herkesin yaptığı yanına kâr kalacak!