Ha bugün, ha yarın derken zaman su gibi akıp gidiyor...
Bir de bakmışsınız ki sevdikleriniz hayat ağacından yaprak gibi tek tek toprağa düşüyor...
Mal mülk geri getirmiyor hiç kimseyi...
Keşkeler ve büyük pişmanlıklar için için yiyip bitiriyor insanı...
Şarkı, söylendiği zaman şarkıdır...
Sevgi, söylendiği zaman sevgidir...
Bugün bile geç değil...
Yeter ki uzatın ellerinizi...

* * *

Rahip mezarlıktaki işini bitirmek üzereydi . O anda elli yıllık karısını kaybeden 78 yaşındaki adam, Onu ne kadar çok sevdim diyerek hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı.
Yaşlı adamın yaşlı sesi törenin asil sessizliğini bozmuştu . Mezar başındaki diğer aile bireyleri ve dostlar şok olmuşlar, utanç içindeydiler. Yetişkin çocukları, alı al moru mor babalarını yatıştırmaya çalıştılar. Tamam baba. Seni anlıyoruz. Adam gözlerini dikmiş, kazılan mezara yavaş yavaş inen tabuta bakıyordu ...

Rahip törene devam etti. Törenin sonunda, aile bireylerini ölüm töreninin kapanışı olarak tabutun üstüne toprak atmaya çağırdı. Yaşlı adam hariç hepsi sırayla toprak attılar. O hala, Onu ne kadar çok sevdim diye sesli sesli konuşuyordu . Kızı ve iki oğlu, konuşmasını engellemek istedi ama o devam etti: Onu sevmiştim!

Kalabalık mezarlığı terk etmeye hazırlanırken, yaşlı adam gitmemekte direniyordu . Gözlerini mezara dikmiş bakıyordu. Rahip yaklaştı : Kendinizi nasıl hissettiğinizi biliyorum ama gitme zamanı geldi. Buradan ayrılmalı ve kendimizi hayatın akışına bırakmalıyız dedi.

Yaşlı adam çaresizlik içinde bir kez daha Onu ne kadar çok sevdim diyerek söylendi. Beni anlamıyorsunuz dedi rahibe... Ama, ben bunu ona sadece bir kere söyleyebilmiştim.

* * *

Bugününüz dünden daha iyi olsun. Huzurlu ve sağlıklı günler dileğiyle...