' Kalkınma, Teknoloji ve Tasarım Üzerine' başlıklı bir önceki yazımızda kalkınma'nın, önce-kileri aşan ve yaşam pratiğince geçerliği onaylanmış yeniliklere bağlı olduğuna ; yeniliklere de sanat, bilim, düşünce, teknoloji ve bunların temerküz ettiği tasarım gibi gerçekleştirim alanlarındaki araş-tırma ve denemelerle varılabildiğine değinmiştik.
Yenilikler, çağın entelektüel birikimi( kuramsal, felsefi, estetiksel yaklaşımları ve re- zervi ) ile karşılıklı etkileşim içinde birbirlerini geliştirerek varlıklarını sürdüren, dolayısıyla organik bir bütünlük oluşturan bu gerçekleştirim ve paylaşım alanlarındaki vargılarla, bul-gularla, ürünlerle topluma mal olurlar ; değişik yansıma süreçleri geçirerek kollektif bilin-cin gelişmesini ve yeni boyutlar kazanmasını sağlarlar.Bu bakımdan da sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel, psiko-sosyal ve sosyo-politik bir güç sistemi oluştururlar.
Bilişim ve iletişim teknolojilerine bağlı olarak ivmesi giderek artan küreselleşme süre-cinin, öncesine hiç benzemeyen yeni denge şartlarını oluşturduğu yarının dünyasında var ola-bilme, varlığını kabul ettirebilme, 'yeni' ve 'yenilikler'in takipçisi, taklitçisi olmakla de-ğil, yaratıcısı, gerçekleştiricisi ve yöneteni olmakla mümkün görünmektedir. İncelendiğinde görüleceği üzere, günümüze yaklaştıkça nitelikleri öncekilerin kendileriyle kıyaslanamaya-cağı kadar yükselen; sayıları ve çeşitliliği algoritmik bir artış gösteren yeniliklerin görüldü-ğü bilim, sanat, teknoloji, tasarım ve düşünce tarihi, bu yargıyı doğrulayan örneklerin, ka-nıtların tarihidir.
Bu gerçeğin anlaşılması, özümsenmesi ve kalkınma için zihniyet ekseni olarak alınma-sı, yüksek bir stratejik değer taşımaktadır.Geleceğin dünyasında bütün mazlumların ümi-di güçlü, bağımsız, itibarı yüksek bir ülke, mensubiyetinden gurur duyan, mutlu, özgüvenli, zinde bireylerden oluşan gelişmiş ve müreffeh bir toplum olabilmemiz; bilişim ve iletişim teknolojilerinin ivme kazandırdığı küreselleşmeyle doğru orantılı gelişen kültürel karmaşa karşısında kendi kültürel ve estetik değerlerimizden evrensel ölçekte telkin ve tesir gücü yük-sek yeni beğeni ölçütleri, kullanım önerileri ve normlar üreterek insanlığa, uygarlığa ve ev-rensel değerlere katkıda bulunabilmemiz buna bağlıdır.
Bu bağlamda, ülkemizin kalkınmasına hız kazandıracak stratejik önceliği olan en önemli adım, yeni nesillerimizin, geleceğin dünyasında gündem belirleyecek yeniliklerin yaratıcısı nitelikli insanlar olarak yetiştirilmelerine yönelik eğitim-öğretim düzenlemeleri ve bu düzenlemelerin özünü müdrik , vukuf sahibi, idealist eğitimcilerimizin eğitim-öğretim uygulamaları olacaktır. Bu öngörümüz, eğitim sistemimizin her kademesini ve her ala-nını kapsamaktadır.