Garibana yüklenmek kolay, nasılsa hakkını arayamaz!..
Vur tokadı, al elinden lokmayı...
Fakir fukaranın çalınan emeğinin üstüne
inşa edilen zenginlikler, yıkılmaz mı?..
Neydiler, ne oldular...
Bu bir ders değil mi insanoğluna?..
Her günün bir yarını vardır...
Devletin görmediğini, gören de...
Mazlumun ahı, huzursuz eder adamı...
Ağız tadı bırakmaz lokmada...
Rahat vermez yuvada...
Bugünkü öyküyü, zalimlere ithaf ediyorum!..

* * * *


Vaktiyle bir derviş, nefisle mücadele makamının sonuna gelir...
Meşrebin usulünce bundan sonra her türlü süsten, gösterişten arınacak, varlıktan vazgeçecektir.
Fakat iş yamalı bir hırka giymekten ibaret değildir. Her türlü görünür süslerden arınması gereklidir...
Saç, sakal, bıyık, kaş. Ne varsa hepsinden...

Derviş, usule uygun hareket eder, soluğu berberde alır.

- Vur usturayı berber efendi, der.

Berber dervişin saçlarını kazırken, derviş aynada kendini takip etmektedir.
Başının sağ kısmı tamamen kazınmıştır.
Berber tam diğer tarafa usturayı vuracakken, yağız mı yağız, bıçkın mı bıçkın bir kabadayı girer içeri. Doğruca dervişin yanına gider, başının kazınmış kısmına okkalı bir tokat atarak:

- Kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım, diye kükrer.


Dervişlik bu...
Sövene dilsiz, vurana elsiz gerek.
Kaideyi bozmaz derviş. Ses çıkarmaz, usulca kalkar yerinden.
Berber mahcup, fakat korkmuştur. Ses çıkaramaz.

Kabadayı koltuğa oturur, berber tıraşa başlar.

Fakat küstah kabadayı tıraş esnasında da sürekli aşağılar dervişi, alay eder:

Kabak aşağı, kabak yukarı.

Nihayet tıraş biter, kabadayı dükkandan çıkar.
Henüz birkaç metre gitmiştir ki, gemden boşanmış bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelir. Kabadayı şaşkınlıkla yol ortasında kalakalır.
Derken, iki atın ortasına denge için yerleştirilmiş uzun sivri demir karnına dalıverir.

Kabadayı oracığa yıkılır, kalır. Ölmüştür.
Görenler çığlığı basar.
Berber ise şaşkın; bir manzaraya, bir dervişe bakar, gayri ihtiyarî sorar:

- Biraz ağır olmadı mı derviş efendi?

Derviş mahzun, düşünceli cevap verir:

- Vallahi gücenmedim ona. Hakkımı da helal etmiştim.
Gel gör ki kabağın da bir sahibi var. O gücenmiş olmalı!..
* * * *
Bugününüz dünden daha iyi olsun. Mutlu ve huzurlu günler dileğiyle...