Aralarında Samsun Baro Başkanı Av. Ahmet Gürelin
de bulunduğu bazı sivil toplum kuruluşlarının
başkanları, Vali Hasan Basri Güzeloğluna
Mobil Santral Raporunu sunmuş,
ardından da ÇED Raporunun
fotokopisini istemişti...
Vali Hasan Basri Güzeloğlu,
ÇED Raporunun
Baro Başkanı Gürele verilmesi
talimatını verdi ama Çevre Etki Değerlendirmesi ve Planlama Genel Müdürlüğünün
6 Ekim 2006 yılında Samsun Valiliğine gönderdiği yazıdan bilgisi yoktu...
Vali Yardımcısı Mustafa İngenç, Genel Müdür Osman Tüzünün imzasını taşıyan yazıyı gösterdi.
Yazıda, Bilgi Edinme Hakkı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Esas ve Usuller Hakkındaki Yönetmeliğe istinaden incelenmek istenen dosyalar ve yazışmalar resmi evrak olup şahıs, kurum ve kuruluşlar ile tüzel kişilere verilmesi mümkün değildir. Ancak, Proje Tanıtım dosyalarının ve ÇED raporlarının Valiliğiniz bünyesinde ve gözetimimiz altında inceletilmesi uygun görülmektedir diyordu.
Elbette, bu yazıya istinaden Vali Hasan Basri Güzeloğlu
da ÇED Raporunu sivil toplum kuruluşlarının
temsilcilerine veremedi...
ÇED, sanki devlet sırrı!..
Bu mu bilgi edinme hakkı?..
Vatandaşlar kendilerinin
sağlığını ilgilendiren bir konuda
bilgi alamayacaksa, ne işe yarar bu hak?..
Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), belirli bir proje veya gelişmenin çevre üzerindeki önemli etkilerinin belirlendiği bir süreçtir. Bu süreç, kendi başına bir karar verme süreci değildir; karar verme süreci ile birlikte gelişen ve onu destekleyen bir süreçtir. Yeni proje ve gelişmelerin çevreye olabilecek sürekli veya geçici potansiyel etkilerinin sosyal sonuçlarını ve alternatif çözümlerini de içine alacak şekilde analizi ve değerlendirilmesidir...
ÇEDin yararı, tasarım aşamasında ortaya çıkabilecek olumsuz durumları önceden görerek etkisiz hale getirmesi için gerekli tedbirleri ortaya koyması, olumsuz etkilerin minimize edilmesini sağlaması olarak ifade edilir...
Çevre Etki Değerlendirmesi ve Planlama Genel Müdürü Osman Tüzüne göre,
bu resmi evrakmış!..
Vatandaşlar, dilekçe verdiğinde
resmi evraklardan
yararlanıp da bilgi verilmiyor mu?..
Ah şu bürokrasi ah!..
İstiyorsa çaresini buluyor,
istemiyorsa da kapıları öyle bir kapatıyor ki...