Bilirkişi, işinde uzmandır...
Mesleğinde bu seviyeye gelmesi, eğitiminin ve birikiminin sonucudur...
Verdiği karar da doğrudur...
Bu şehirde durum hiç de öyle değil...
Trilyonluk bir davada; bir bilirkişinin olumsuz verdiği raporu, itirazdan sonra istenilen başka bir heyet olumluya çevirebiliyor...
Davacı ile yakın ilişkili uzman görev alabiliyor...
Tesadüf mü, nasıl oluyor bu?..
Hem de gerekli inceleme yapılmadan, önceden hazırlanan raporlara imza attırılarak...
Durum mahkeme safhasında olduğu için davayı açıklamıyorum ama insaf diyorum...
Bir başka örnek; İl Genel Meclisince kurulan Araştırma Komisyonu mıcır raporu hazırlıyor...
Raporda, söz konusu mıcırın kullanılamayacağı ve devletin zarara uğratıldığı belirtiliyor...
Sonra İl Özel İdaresi, Karayolları Bölge Müdürlüğü uzmanlarına bir rapor hazırlatıyor, onda da komisyonun iddiaları çürütülüyor...
Aklım ermiyor...
Milli Eğitim Müdürlüğü müfettişleri, bir kurumla ilgili kapatma kararı veriyor...
Raporlar ortada...
Aynı kurumda görev yapan başka müfettişler görevlendiriliyor, onlar da kapatılmaması yönünde rapor hazırlıyor...
Her iki raporu hazırlayanlar da müfettiş...
Kurumun ortağı güçlü kişi olunca, işler değişiyor...
Milli Eğitim Müdürü Cevdet Aydından öncesine dayanan bu hikayenin ucu, şimdi ona dokunuyor...
Bu günlerde görevinden alınırsa, başka neden aramam!..
Çünkü, güçlü kişi intikam almak istiyor...
Bekleyip göreceğiz!..
Üç ilginç örnek var...
Soruyorum, aklınız alıyor mu?..
İnsanların hayatlarıyla oynamak bu kadar mı ucuz?..
Maalesef bu ülkede böyle...
Adamına göre muamele devri bitmedi...
Haklı olan değil, güçlü olan kazanıyor...
Yazık yazık hem de çok yazık!..
Başkasının hakkını gasp edip, bir başkasına Haksız yere veren insanların vicdanı sızlamıyor mu?..
Kokuşmuşluk bunun adı...
Değerlerin yitirilmişliği...
Vicdan mı, cüzdan mı? çelişkileri...
Her şeye rağmen bu ülkede namuslu insanların sayısı fazla...
Bu da beni umutlandırıyor...