Dördüncü sanayi devrimi işletmelerin işçilerin olmadığı fabrikalarda üretim yapabilmesine olanak sağlıyor. Bu sayede birçok firma artık Çin gibi ucuz işgücü olan ülkelerde yatırım yapmak yerine artık kendi ülkelerinde yatırım yaparak üretim yapabilmek olanaklarına sahip. Bu yüzden Trump'ın başa gelmesi ile beraber bu durum daha süratli hale geldi. Özellikle kendi ülkelerinde üretim olanaklarının teşvik edilmesi için vergilerde yapılan düzenlemeler artık ABD şirketleri için kendi ülkelerinde yatırım yapmayı da bir bakıma zaruri hale getirdi. Bu durumun en bariz örneğini de akıllı telefon piyasasında görüyoruz. ABD şirketleri ve Huawei arasındaki rekabetin bu denli kızışmasındaki en büyük nedenlerinden birisi de bu. Google'ın kendi yazılımını artık Huawei'ye vermek istememesini bu açılardan da değerlendirmek gerekli.
Burada dikkate alınması gereken bir diğer nokta ise Çin'in artık üretim üssü olmaktan çıkıp artık dünyanın ekonomisinde söz sahibi olan markaları ortaya çıkarmış olması. Yapay zeka alanında örneğin dünyanın en büyük şirketleri arasında Çin kökenli firmalar ezici bir üstünlüğe sahip. ABD firmaları bu manada bu piyasada Çin'in gerisinde kalmış durumda. ABD'de yapılan yapay zeka uygulamaları sadece beyazları hedef alan uygulamalar geliştirmekte iken Çin'deki yapılan yapay zeka uygulamaları Afrika'daki siyahi nüfusu da algılayan ve bu doğrultuda parametreler ile çalışabilme olanağına sahip. Dolayısı ile Çin yapay zeka üreticileri dünyada hayli mesafe almış durumda.
Çin'in bu durumu elbette gelişmiş ülkelerin de dikkatini çekmekte. Bugün Çin para birimi artık sadece Çin'i etkilemiyor. Çin Yuan'ında meydana gelen bir değişim gelişmekte olan ülkeleri çok daha fazla etkiliyor.
Huawei konusunda değinilmesi gereken bir diğer nokta da Google'ın işletim sistemini kullanmak yerine kısa zamanda kendi işletim sistemini üretecek olması. Bu gelişme Huawei'nin dünyanın en büyük üçüncü cep telefonu üreticisi olduğu gerçeği ile birleştiği zaman ortaya çok daha farklı bir resim çıkıyor.
Çin önümüzdeki yıllarda dünyanın ekonomisinde çok daha fazla yer ve söz sahibi olacak. Bizim de bu duruma hazırlıklı olmamız gerekiyor.