Deplasmanlarda alınan kötü sonuçlara rağmen içerideki maçlarda daha farklı bir görüntü çizdiğimiz için Gençlerbirliği maçına dair ümidim yüksekti. Fakat beklenenin aksine, maçın başlangıcından itibaren rakibe ağırlığımızı hissettiremedik. Gereğinden fazla pozisyon verdik.
Bir önceki yazımda, ligin ilk dört maçında toplam 36 korner atışı kullanarak maç başı ortalama 9 korner istatistiği yakaladığımızı, fakat bunlarda etkinlik gösteremediğimizi söylemiştim.
Bu maçta da 12 köşe vuruşu kullandık ve hiçbirinde tehlike yaratamadık.
Hücumda bir korner organizasyonumuz olmadığı gibi, defansif anlamda da rakibin kullandığı kornerleri iyi savunamadık.
Gençlerbirliği'nin bulduğu golleri incelediğimizde her iki pozisyonda da aynı senaryonun işlediğini gördük. Alaaddin ön direkte, Soner altıpasta alan savunması yaparken, diğer oyuncular adam adama markaj yapıyor. İlk golde Yasin, ikinci golde Tomane adamını kaçırdığı için topu ağlarımızda görüyoruz.
İki pozisyonda da stoper ikilimiz gelen topları karşılayabilirdi fakat yapamadılar.
Defans hattımız genel olarak uyumsuz ve hedefi olan bir takım için yetersiz bir görüntü çizdi. Adam paylaşımında yaşanan aksaklıklar ve kademe hataları nedeniyle rakibe gereğinden fazla pozisyon verdik.
Soner birebirde Barış Alıcı'yı savunamadı. Alaaddin savunmada yetersiz, hücumda etkisiz göründü ve ikinci yarı yerini Ali Ülgen'e bıraktı.
Geçen sezon yetersiz görüldüğü için alt lige kiralık gönderilen Recep Burak, şu anki kadronun en önemli savunma oyuncusu. İyi niyetiyle mücadele etmeye çalışıyor ama o da özellikle ikinci yarı yorulduğu için bariz hatalar yaptı.
Rakip Gençlerbirliği Sandro Lima, Eleke ve LuaLua ile savunma zaafımızdan faydalanarak kolaylıkla pozisyonlara girebildi. Oyunun son 30 dakikasında gol ararken kaptırdığımız toplarda dengesiz yakalandık. Aksel Aktaş orta alanı otoban yaparak topu ileri taşıyıp takımını pozisyonlara soktu. Gerek son vuruşlardaki beceriksizlikleri, gerekse kaleci Aykut'un başarılı performansı neticesinde farkı açamadılar.
Samsunspor'a kağıt üzerinde baktığımızda, kadrosunun ve teknik direktörünün bu ligde şampiyonluklar yaşamış veya üst ligden gelmiş isimlerden oluştuğunu görüyoruz. Fakat bir şeylerin yolunda gitmediği aşikar.
Gelinen noktada bardağın dolu tarafından bakacak olursak, bu sezon lige üst üste galibiyetlerle başlayan takımların da haftalar ilerledikçe beklenmedik puan kayıpları yaşadığına tanık oluyoruz. Dolayısıyla her takım, her takıma puan kaybedebilir. Rakiplerimiz de kaybetmeye devam edecek.
19 Eylül Gaziler Günü'nde Avrupa Şampiyonu olan Ampute Futbol Milli Takımımızı kutluyorum.