Kalbi mühürlü insanın işi rast gider mi?..
Fesatlıktan içi kurumuş, beyni durmuştur...
Vicdanında muhakeme diye bir şey yoktur...
Kıskançlıktan, geceyle gündüz birbirine karışmıştır...
O yüzden böyleleri, sonunda kazdıkları kuyulara
düşmüştür...
Şükürler olsun ki, bu çirkin hesapları bir bozan, kalpleri bir gören vardır...
x x x x
Padişah, bir iki vezirini ve diğer erkandan birkaçını yanına alarak payitahta yakın yerleşim merkezlerinde bir gezintiye çıkmıştı. Başkentten ayrılıp birkaç saatlik bir yol katettikten sonra yolları üzerindeki bir nar bahçesinin kıyısında dinlenme molası verildi. Olgunlaşmış, tam kıvamını bulmuş olan narlar insanın iştahını kabartıyordu. Padişah bahçe içinde çalışmakta olan yaşlı bir adamı yanına çağırdı, sordu:
- Bu güzel nar bahçesi kimin?..
- Bu nar bahçesi benimdir efendim, babamdan miras kaldı.
- Oğlun, uşağın var mı?..
- Allah bize oğul uşak vermedi efendim, bir karı kocadan ibaret iki kişilik bir aileyiz...
- Peki, ben de bu ülkenin hükümdarıyım, şuradan bir nar şerbeti sıksan da içsek...
İhtiyar başüstüne dedi ve hemen gidip bahçe içindeki kulübeden kalaylı, tertemiz bir tas getirdi. En yakındaki ağaçtan iki nar kopardı ve sıktı. İki nar, tam bir tası doldurdu. Padişah içti ve çok beğendi. Bütün vücuduna bir zindelik ve ferahlık yayılmıştı. İhtiyar çiftçi, padişahın beraberindeki herkese sırayla nar şerbeti ikram etti. Padişah ve adamları bedenlerinin kazandığı bu zindelikle biraz yol almak için ihtiyara veda edip yola koyuldular.
Yolda şeytan, padişahın kafasını karıştırmaya başladı... Madem birer ayakları çukurda olan bu yaşlı karı-kocanın mirasçıları yok, ne yapacaklar böyle güzel nar bahçesini? Karşılığında birkaç kuruş verip de bu bahçeyi ellerinden alayım diye düşündü. Padişah ve adamları akşama doğru geri dönerlerken, aynı bahçenin yanında yine konakladılar. Padişah ihtiyardan bir tas daha nar şerbeti yapmasını istedi. İhtiyar sabahki kadar candan ve gönülden olmasa da bir tas nar şerbeti yapıp sundu. Fakat, padişah bu defa nar şerbetinin tadını pek beğenmedi. Sabahkine hiç benzemiyordu, sordu:
- Baba, ne oldu böyle, bu nar şerbeti sabahki ile aynı nardan değil mi? Bunun tadı hiç de hoş değil...
- Aynı nardan evlat, aslında tadında da bir değişiklik yok, asıl değişen sizin kalbiniz. Tebaanızın malına göz koydunuz, bunun için de narların tadı değişti...
x x x x
Bugününüz dünden daha iyi olsun. Sağlıklı ve huzurlu günler dileğiyle...