Tıpkı bizden önce yaşayan atalarımız gibi, bizden sonra yaşayacak çocuklarımız da bu dünyanın gerçekleriyle uğraşmaya devam edecekler. Bitmeyen bir maraton yarışını andıran dünyada, enerjisini ve nefesini iyi kontrol eden, strateji ve planları gerçekçi olan, proaktif yaklaşımı fütürizm ile birleştirerek kendi gelenek ve görenekleri üzerine inşa edebilenler ancak yarışta kalacak.

Mimarimizi Yenilemek Gerekiyor

Devam eden maraton yarışı boyunca kuralların bir şekilde değişebildiğini, zaman zaman yarışta olmayanların yarışa dahil olduğunu, bolca tavşan kullanıldığını görebilirken teknoloji ve bilimin yarışta başarıyı belirleyen başlıca argüman olduğuna şahit olabiliyoruz. Öyleyse, bu maraton yarışında yaşananlara ve yaşanabileceklere göre mimarimizi gözden geçirmek ve yenilemek durumundayız.

Dünyayı dev bir BigData olarak kabul edersek ki öyle, bu BigData'da işlenmesi gereken verileri süzen, işleyen ve fayda sağlayacak veriler haline getiren bir yazılım mimarisine ihtiyacımız var. Bu yazılım mimarisini kısır, proaktif ve fütürist olmayan bir yaklaşımla hazırladığımızda yazılım mimarisinin kısa bir zamanda çöpe dönüşmesi içten bile değil. 24 Saat yaşamın devam ettiği, insanların bulundukları coğrafyaya bağlı kalmaksızın birbirleriyle iletişim kurabildiği, ticaret yapabildiği, sosyal etkileşimde bulunabildiği günümüz dünyasında mimarimizi, gelişmişlerin istediği gibi değil proaktif ve fütürist yaklaşımla yenilemek gerekiyor.

Verimlilik, İnovasyon

Tasarlanacak olan yeni mimarimizde verimlilik ve inovasyon olmaz ise olmazımız. Farkındalık yaratabilmek, katma değeri yüksek alanlara yönelerek sürdürülebilirliği yakalayabilmek hedefimiz ise verimlilik ve inovasyonu içselleştirebilmiş bir mimariye sahip olmamız gerekiyor.

Hesap Verebilirlik

Mimarinin gelişimi, hatalarıyla veya eksiklikleriyle yüzleşerek başarıya konumlanabilmesi hesap verebilirliği ile doğru orantılıdır. Hesap verebilirlik; mimariyi hazırlayan ile onu kullanan ve çıktılarından etkilenenlerin sürece dahil olduğu katılımcı bir süreçtir.

Tam Zamanı

Kurları takip ettiğimiz, gelişmişlerin ve gelişmek isteyenlerin açıklamalarına yoğunlaştığımız kısaca ekonominin baş gündemimiz olduğu bu günlerde neden buna değindiğimi merak edenler olacaktır elbette. Düzleşen ancak bir o kadar da kutuplaşan ve ayrışan dünyamızda bir şeyler değişiyor veya değiştirilmek isteniyor , farkında mısınız?...

İşte bu değişim beraberinde birçok risk ve sosyoekonomik krizleri bizlere getiriyor. Böyle bir ortam bizler için durum analizi ve geleceğe dair öngörüler oluşturabilme, stratejilerin gözden geçirilmesi ve yenilenebilmek için fırsatları barındırıyor.

Geçmişten çıkarımlar yaparak, geleceğe yönelik gelişime hazırlık yapmanın tam zamanı değil mi?...

Sağlıcakla

Kadir GÜRKAN