Samsunda; öğrenci gençlerin yine bıçaklı kavgasına tanık olduk...
Liseli bir genç, iki öğrenciyi bıçakladı...
Yaralı öğrencilerden birinin üzerinden de bıçak çıktı...
Gençlik yıllarımızı hatırlıyorum...
12 Eylül öncesi...
Sağ- sol diye uyutulduğumuz yıllardı...
Kardeşin kardeşe düşürüldüğü, karanlık yıllar...
O yıllarda dahi, bazı üniversitelerde; bazı eylemcilerin dışında kimse silah taşımazdı...
Liselerde tabancalı ve bıçaklı gençler yoktu...
Uyuşturucu nedir bilinmezdi...
Başkalarının sırtından geçinen asalak mafya bozuntularına özenilmezdi...
Kavgada, Delikanlılık raconu vardı...
Ya sevda uğruna, ya da bacı saydığı kız arkadaşı uğruna sallanırdı yumruklar...
Namus meselesinin hesabı ise ayrıydı...
Bunu sormanın bir adabı vardı...
Nereden nereye?..
Ne oldu bu gençliğe?..
Bu batağın içine nasıl itildiler?..
Kavgalarının nedenine Neden demeye bin şahit lazım...
Niye yan baktın? ...
Gençler, aklınızı başınıza alın!..
Güneydoğu Anadoluda kahpe tuzaklar kurulurken, sizler burada sudan nedenlerle birbirinize kıymaya çalışıyorsunuz!..
Buna hakkınız yok!..
Bu vatana borcunuz var!..
Kime özeniyorsunuz?..
Sanal kahramanlara mı?..
Onlar filmde, gerçek başka...
İnanmıyorsanız, açın televizyonlarınızı dikkatlice izleyin olup bitenleri...
O mermiler de, molotofkokteyller de en hakikisinden...
Göğsünü siper edenler de film artisti değil!..
Türk polisi, Türk askeri...
Oyuna gelmeyin, yazık etmeyin kendinize...
Ya teslim edin ya da saklayın bıçaklarınızı zulalarınıza...
Kullanma zamanı gelirse bir gün, onu kardeşine karşı
değil; kime saplayacağının milli bir işareti mutlaka verilecektir, bekleyin!..