n Büyük Cihan
n
n Padişahı
n
n Kanuni Sultan
n
n Süleyman,
n
n Zigetvar Kalesi
n
n kuşatmasında;
n
n Olmaya devlet cihanda bir nefes
n
n sıhhat gibi
n
n demiş ya...
n
n Gerçekten de öyle...
n
n Hastalık geldi mi
n
n başa, her şey
n
n boşuna...
n
n Küçük bir soğuk algınlığıdır
n
n diyerek
n
n önemsemediğim
n
n hastalık;
n
n sadece beni değil,
n
n çoluk çocuğu da
n
n pes ettirdi...
n
n Pazar günüydü, Yavuz Kemal in doktoru, şimdi Liman Hastanesi’nde görevli, komşumuz Farabi Aydınol u telefonla aradım...
n
n O da hastaydı,
n
n evde yatıyordu...
n
n Medicana Hastanesi ne
n
n gittik...
n
n Genel Müdür Vahap Doğan
n
n da hastanede yatıyordu...
n
n Karşılıklı geçmiş olsun
n
n dedik...
n
n Acil serviste,
n
n çocuk
n
n ağlamaları
n
n yükseliyor. Bizimki de
n
n eşlik ediyor ağlama korosuna...
n
n Acil servis doktoru
n
n Selim Ata Göksel beni
n
n muayene ettikten sonra
n
n serum uygulanmasını istiyor...
n
n Dr. Esat Mahmut Ergün de
n
n Yavuz Kemal ve eşimi
n
n muayene ederken;
n
n yattığım yerden bir o yana,
n
n bir bu yana koşturan
n
n çalışanları izliyorum...
n
n Bu görüntü bana
n
n TV deki
n
n Doktorlar
n
n dizisini hatırlatıyor...
n
n Serumdan sonra
n
n hep birlikte
n
n ayrılıyoruz hastaneden...
n
n Ertesi gün ben biraz daha iyiyim
n
n ama Yavuz Kemal in
n
n ateşi düşmüyor...
n
n Yine acil servisteyiz,
n
n yine aynı manzara...
n
n Bu defa Dr. Hikmet Meteoğlu,
n
n Yavuz Kemal i
n
n muayene ediyor...
n
n Bir acil servis doktorunun
n
n nasıl olması gerektiğinin
n
n kitabını yazan,
n
n babacan adam...
n
n Yüksek ateşi düşüremedik...
n
n Çünkü, Yavuz Kemal inat etti,
n
n şurupları içmedi.
n
n Anne, bütün analar
n
n gibi pimpirikli olunca;
n
n bize yeniden
n
n hastane yolu görülüyor...
n
n Acil doktoru Selim Ata
n
n Göksel tanıdı bizi. Sabah akşam
n
n hastaneye taşınan
n
n Yavuz Kemal,
n
n doktor
n
n sözünden nefret eder
n
n hale gelmişti ama
n
n doktorlar onu sevmişti...
n
n Dr. Selim Ata Göksel, güçlükle
n
n ateşine baktı. Sonra icapçı
n
n bir doktoru aradı. Bir süre sonra acile gelen
n
n doktor, Yavuz Kemal i
n
n muayene olmaya
n
n ikna ederken;
n
n yaptıklarını anlatamam.
n
n O doktor, oğlu Mert ten söz etti. Onunla
n
n arkadaş olup olamayacağını sordu.
n
n Çocukların sıkça gittiği bir AVM deki oyun
n
n parkından söz etti. Yavuz Kemal,
n
n bu iletişim muhteşemliğinde,
n
n rahatlamıştı.
n
n Adını almayı unutmuşum;
n
n hakkını helal etsin,
n
n o doktor değil, bir amca
n
n gibiydi...
n
n Dün hastaneden sonra gazeteye
n
n geldiğimde, üç gün içinde
n
n yaşadıklarımla
n
n geçmişi karşılaştırmaya
n
n kalkıştım...
n
n Tıbbi imkansızlıklar
n
n içinde ortaya çıkan
n
n mucize sayfalara
n
n baktım...
n
n O eski hastane ortamlarını,
n
n doktorları ve hemşireleri hatırladım...
n
n Hiçbir şey eskisi
n
n gibi değil. Birinin haricinde...
n
n Teknolojisi gelişen tıpta; sağlık çalışanlarının
n
n değişmeyen şefkat ve sadakati
n
n karşısında, bir kere daha saygı duydum...
n
n Hani bir ara yabancı
n
n doktorların çalıştırılması falan meselesi çıkmıştı ya...
n
n Ucuz olsun diye...
n
n Karşı çıkanlar
n
n için sorun para
n
n değildi bence...
n
n Derdini ifade edemeyen
n
n bu toprağın
n
n çocuklarını,
n
n aynı kültürün
n
n köklerinde
n
n büyüyenlerden
n
n başkası anlayabilir miydi?..
n
n Doktor amca ya da
n
n doktor teyze olmak,
n
n bu toprağın hamurunda
n
n var ancak...
n
n
n
n
n