Camiler ve Din Görevlileri Haftası'ndan (!) söz etmiştik. Koca bir haftayı moda kabilinden ağaç dikme etkinliği ile geçiştirmek bir hedef saptırması değilse bir beceriksizlik ve tarih şuurundan yoksunluk demektir.
Ağacın ve ormanın önemini bilenlerdeniz. İmam ve vaizlerimiz senenin yalnız bir haftasında değil, tüm gün ve saatinde gerek sözlü ve gerekse fiili olarak bu işin içinde olmalıdırlar. Ve öylelerdir. Her imam mahallesini yeşillendirse aynı zamanda her gün orada yaşayanların da gündeminde olur. Bu, aynı zamanda İslam'ı da her gün vatandaşın ilgi alanına taşımak demektir.
Konumuz camilerdir. Yani Camiler Haftası.
Batı'da da 'KİLİSELER GÜNÜ' vardır.
Onların, 'KİLİSELER GÜNÜ'NÜ' ağaç dikerek kutladıklarına hiç tanık olmadık.
'KİLİSELER GÜNÜ'NDE' tarihi kiliseleri ve de camileri ziyaret ettiklerine tanık olduk.
Bizim memlekette yabancı köye gelin giden kıza büyükler şöyle öğüt verirler: Kızım gittiğin yerde nasıl geçineceğim diye merak etme. Komşuna bak. Komşunun yaptığını yaparsan geçinir gidersin, sıkıntı çekmezsin.
Birçok imamımız, vaizimiz ve müftümüz Avrupa'da görev yapmışlardır. Hiç mi oralarda bu işlerin nasıl yapıldığına bakmamışlardır?
Eski İslam coğrafyasına bir bakınız! Ezanı susturulmuş binlerce cami vardır. Müslümanların ilk kıblegahı Yahudilerin işgalindedir. Ayrıca Türkiye coğrafyasında sanat abidesi buram buram tarih kokan camilerimiz ve daha başka İslam sanatının ürünü eserlerimiz vardır.
Camiler Haftamız aynı zamanda bir inanç ve tarih turizmi ile harmanlanamaz mı? Bu vesile ile gençlerimizi ve de yaşlılarımızı bu coğrafyalara taşıyarak bir tarih ve milli şuur inşa edemez miyiz? Bu konuda siyasi ayırım yapmaksızın belediyelerimiz destek sağlamaz mı?
Ayrıca hafta münasebetiyle imamlar karşılıklı olarak cemaatleriyle birlikte herhangi bir vakit namazında bir başka camiyi ziyaret edemezler mi? Hatta cemaatler arasında karşılıklı kahvaltılar düzenlenemez mi?
Amaç, İslam'ın kardeşlik ve dayanışma ruhunu diriltmek değil mi?
Kazma- kürekle bu ruh kazanılmıyor. Bunu rutin olarak herkes yapıyor. Yapılmayanı ve bütün bir yılımızı kapsayanları yapalım. Koca bir görevliler ordusunu asıl misyonundan uzaklaştırmayalım. Ağaç dikmek de misyonunun bir parçasıdır ama yalnız bununla kalınmasın.
Sevgili HADEM-İ HAYRAT mensupları! Biz o mihrap ve mimberden düştük. Yine ruhumuzu orada arıyoruz. Oradan üfleyeceğiniz nefha ile dirileceğiz. Selam ve sevgi ile…