Bu sorunun cevabını siyasiler ile dinin ayrı ayrı verdiğini önceki yazımızda ifade etmiştik.
Açık ve net belirtmekte yarar vardır ki, Müslüman her konuda İslam'ı referans almak durumundadır. Buna Müslümanca düşünmek yada düşünceyi ve hatta bilgiyi İslamileştirme denilir.
Örneğin; Tevbe Süresinin 31. Ayet-i Kerimesinin tefsirinde Elmalı şöyle der:
'…Allah ne diyor diye düşünmeden, Allah'ın emrine tabi olmayı hesap etmeden( Allahtan başkalarının emrine) tabi olmak dahi bir şirk(Allah'a ortak koşmak) VE KÜFÜR(İNKAR) demektir. Ve Allah'ı bırakıp başkalarına tapmaktır ki maatteessüf Yahudi ve Hıristiyanlar böyle yapmışlar…'
Kur'an'ın ifadesine göre Müslüman'ın misyonu bir insan olarak yeryüzünde Allah'ın halifesi sıfatıyla kul olmasıdır.
Vizyonu ise Enfal Süresinin 39. Ayet-i Kerimesinde ifade edildiği gibi yeryüzünden fitneyi kaldırıp insanları hak ve adaletle yüzleştirmektir. İnsanların İslam'ı tanımalarının önündeki engelleri kaldırmaktır.
Müslüman'n bireysel misyon ve vizyonları , kendilerinin örgütlenmiş şekli olan devletlerine de yansır.
Bu nedenledir ki, Türklerin kurmuş oldukları devlet mekanizmaları , ' devlet ebed müddet' misyon ve 'NİZAM-I ALEM' vizyonu ile şekillenmiştir.
Bu açıdan bir değerlendirme yapıldığında, Müslümanlar tüm dünya coğrafyasına ideallerini taşımak zorunda oldukları görülür.
Aslında bu anlayış hemen hemen bütün ilahi ve hatta beşeri dinlerde mevcuttur.
İmam Şafii'ye göre Darul-İslam olmuş herhangi bir belde sonradan düşman tarafından işgal edilmiş olsa bile orası asla Darul- Harb olmaz. Orası yine İslam yurdu olarak kabul edilir. Bu anlayışa göre Türklerin ve diğerlerinin daha önce yönetip de sonradan düşman tarafından işgal edilmiş topraklar Müslümanların gasp edilmiş topraklarıdır.
Üç kıtada işgal edilmiş yada Müslümanların elinde bunup da korunamayan topraklar öncelikle, zulümle yönetilen diğer coğrafyalar da ikinci derecede ilgi alanımızda olmak durumundadır. Yeraltı ve yerüstü zenginliklerini yağmalamak için değil, İslamla yüzleştirmek ve adaletle yönetilmelerini sağlamak için gözümüz vardır. Bu bizim misyonumuz gereği vizyonumuzdur. Müslüman böyle düşünür. Selam ile…