Almanya da doruk noktasına
ulaşan
İslam karşıtlığının
ardından
Fransa da gerçekleştirilen
vahşi saldırının
kimin
işine geldiğine
ve bu eylemlerin
altında yatan senaryoya;
tam 7 yıl önce,
Bafralı Adem Özdamar ın
acı vatan da
Alman polislerin
işkencesi sonucu
öldürüldüğü
günlerde,
13 Mart 2008 tarihli yazımda,
işaret etmiştim...
Yani, Avrupa daki
bu tezgahın
tesadüf olmadığını
hatırlatıyorum...
İşte o yazı:
Almanya da karakolda gördüğü
işkence sonucunda ölen Bafralı
Adem Özdamar ın cenazesindeki
öfke seli, bir süredir acı vatanda
Türklere yönelik olarak sürdürülen
saldırılara anlamlı bir tepkiydi...
Ne yapmıştı Adem Özdamar?..
Almanya da böyle bir cezalandırma
sistemi var mıydı?..
Türkiye ye hukuk dersi vermeye
kalkışanlar, mahkemeler yerine
cezalandırmayı karakollarda mı yapıyordu?..
Bu olay, Türkiye de bir Alman gencinin başına
gelseydi;
tüm Avrupa ayağa kalkmaz mıydı?..
Nitekim, 17 yaşındaki bir Alman genci,
Antalya da yaşı küçük bir kıza tecavüzden yargılanıp
hapse atıldığında;
Türk yargısına en ağır eleştirileri
yapanlar onlar değil miydi?..
Alman basını, olayı günlerce manşetlere taşımamış mıydı?..
Herkesin adil yargılandığı bir ülkede,
Almana ayrıcalık tanınmasını
isteyecek kadar ileri gitmemişler miydi?..
Almanya da Türklere karşı yapılan bu saldırıları, aşırı milliyetçiliği
tırmandırmamak adına dillendirmeyenler,
neonazileri ödüllendirmiş olmadı mı?..
Daha birkaç gün önce, Almanya da Türklerin yoğun olduğu
bölgelerde, posta kutularına
bırakılan kibritlerin
anlamı; yakma tehdidinden
başka neyle izah edilebilirdi?..
Neonazilerin, Almanya da Türk asıllı bir siyasetçiye
Türkleri fırında yakacağız tehdidinden sonra başlayan
olaylar zincirinin
bir başka halkası, Adem Özdamar ın
işkenceyle öldürülmesiydi...
Almanya da yaşayan Türklerin
çektiği daha nice çileler var belki...
Sadece basına
yansıyan ya da yansıtılanlar
biliniyor...
Türkiye de hemen hemen herkesin Almanya da bir yakını ya da bir tanıdığı vardır...
Bu kötü gidişat,
endişe yaratıyor...
Ancak, Alman yetkililer,
bu olayları inkar etmekle yetiniyor...
Bu saldırıların peş peşe yaşanması, tesadüf olabilir mi?..
Bence bu olaylar, sistemli bir biçimde Türkleri ürkütüp,
kendiliğinden gerçekleşecek bir geri dönüş projesinin parçasıdır...
Gurbetçiler, Alman ekonomisinin ne halde
olduğunu içleri acıyarak anlatmakta...
Aslında, Bafra da toprağa verilen Adem Özdamar ın
cenazesindeki tepki, sessizliğe de bir seslenişti...
Yaşanan bu insanlık
dramı karşısında suskunluk
sürdükçe; Almanya da Türküm
diyebilmek, cesaret isteyecektir...
O yüzden, Bafra dan yükselen sese
kulak vermek gerekir...
Şimdi, gelelim bugüne...
Son aylarda Almanya da başlayan
İslam karşıtlığı eylemlerinin ardından
Fransa da yaşanan vahşi saldırı;
korku ve yıldırma politikalarıyla
Müslümanların, kendi rızalarıyla
memleketlerine geri dönmelerine
yönelik bir tezgah değil de nedir?..