Siyaset, devlet ve memleket yönetme sanatıdır.
Demokrasilerde yöneticiler, halkın oyları ile tayin edilir. Halkın seçtiği bu yöneticilere siyasetçi ya da politikacı denir.
Her politikacı aslında demokrasinin bir kutsalını ifade ve temsil eder.
Politikacının kutsallığı temsil etmiş olduğu millet iradesinden kaynaklanır.
Bu nedenledir ki, hangi partiden olursa olsun seçilmiş her politikacıya hem temsil ettiği kitle adına hem de insan olması hasebiyle değer verilmelidir.
Politikacı, merhum Âşık Veysel’in;
“Güzelliğin on para etmez, bu bendeki aşk olmasa.” Dizelerinde ifade ettiği gibi on para da etmeyebilir.
Ama kazın ayağı öyle değildir.
Dünyada hukuk devletinin varlığına inanmıyorum.
Peki ya kanun devletinin varlığına inanıyor muyum?
Kısmen evet.
Türkiye’de yazılı anayasa ve yasalar ve vardır.
İster Meclis’te, ister başka bir yerde olsun.
Ahlaken de olmasa kanunen yapılmış işlemleri eleştirirken; temsil ettiğimiz kitlenin ve makamın rol- model olma ağırlığını hesaba katmak durumundayız.
Senin istediğin şekilde karar alındığı zaman meşru, istemediğin bir karar çıkınca da gayri meşru ilan ederken de dikkatli konuşmamız gerekir.
Kendi kutsalı olanlar başkalarının kutsalına saygı gösterir. Başkasının kutsalına ve namusuna saldıranların kutsalı ve namusu olmaz.
Politikacılar temsil ettikleri kitlelere örnek olmalıdır. Birkaç oy uğruna kutsalları çiğnemek için orada bulunmuyorlar. Biz millet olarak “birinin kutsalı hepimizin kutsalıdır” ahlak ve terbiyesi ile yetiştik.
Bu kirlilik ve iğrençlik politikacılara yakışmıyor.
Selam ve sevgi ile…