n

n
n Bonnie Bee diyor ki;
n
n
n
n Ben birini sevmiyordum. O da beni sevmiyordu.
n
n Bir gün bir yerde randevulaştık.
n
n Ben gitmedim. O da gelmedi.
n
n Özdemir ASAF
n
n
n
n Mesai günlerinin bitişi hafta sonu başlangıcının selametiyle yeniden merhaba dostlar.
n
n Şimdi, şu anda, şimdi şimdi elimde tuttuğum kitaptan kısa bir alıntı yapalım mı?
n
n
n
n Xxxxx
n
n
n
n “…‘Ararat Dağı’ndan uzakta değiliz’ dedi Aryeh.
n
n Rob, yüksek, tehditkar ve soluk renkli tepelere baktı uzun uzun.
n
n ‘Nuh, gemisinden ayrılırken ne düşünmüştü acaba?’ dedi Rob . Aryeh omuz silkti.
n
n Sonraları köy olan Nazik’e biraz geç ulaşabildiler. Köy geniş bir kayalık geçit içinde kurulmuştu. Seksendört Yahudi yaşıyordu burada. Ama Anatolialılar’ın sayısı otuz kat daha fazla gibi görünüyordu. ‘Bu köyde bir Türk düğünü olacak’ dedi Rabbenu. Buradaki Rabbenu yaşlı, zayıf, geniş omuzlu ve sert bakışlı bir adamdı. ‘Daha şimdiden kutlamalar başladı, biraz coşmuş durumdalar. Onun için semtimizden dışarı çıkmıyoruz.’
n
n
n
n
n
n Bundan sonra geçtikleri yolda Yahudi yerleşimleri yoktu. Dolayısıyla önceki gibi korunmaları olmadı. Nazik’ten ayrıldıktan sonraki 3. günün sabahı, ortasında büyük bir göl bulunan bir platoya geldiler. Gölün etrafında yer yer çatlamış beyaz bir çamur kitlesi yer alıyordu. Eşeklerinden indiler. ‘Bu gölün adı Urumiya’dır’ dedi Lonzano, Rob’a. ‘Suyu tuzludur ve sığ bir göldür. Baharda akarsular bu göle dağlardan çeşitli madenler taşırlar. Gölün suyu dışarı akmaz. Gölün suyunu yazın güneş içtiği için kıyılarında tuz birikir. Biraz tuz alıp tadına bak.’ Çekinerek yerden biraz tuz alıp ağzına götürdü. Yüzü asıldı.
n
n Lonzano güldü. ‘İran’ın tadına baktın.’…”
n
n
n
n Xxxxx
n
n
n
n Yukarıda küçük paragraflar alıntıladığım bu eseri, yıllar önce Fars Dili Edebiyatı’nın çiçeği burnunda 1. sınıf öğrencisiyken okumuştum.
n
n Yaklaşık 12-13 sene sonra sayfaları yeniden çevirmeye başlıyorum.
n
n Rob küçük yaşta anne ve babasını kaybedince bir berber – cerrah’ın yanında çırak olarak çalışmaya başlamış, kısa sürede tıbba olan ilgisi ve bir hekim olarak Avrupa’da çok ünlü olan Hekim’in yanına gitmeye karar vermişti.
n
n Kitabı ilk okuduğumda İran’a gitmemiş, kitapta adı geçen yerleri henüz görmemiştim.
n
n Şu anda İsfehan’a iki kere gitmiş olmama rağmen Rob’un tepeden İsfehan’a şöyle bir bakışını, Hekim’in yurduna ayak basışını kıskanmıyor değilim!..
n
n Tasvirleriyle, tespitleriyle, güçlü karakterleriyle beni kendisine hayran bıraktıran bu kitabı, Hekim’i, gazeteci yazar Noah Gordon kaleme almış.
n
n Merak edenler için yazalım, kitabımız 735 sahife.
n
n
n
n Xxxxx
n
n
n
n Evet, görüldüğü gibi ben bu cumartesi Avrupa’dan Pers coğrafyasına doğru yapılan bu yolculuğun peşine düşeceğim bir kez daha…
n
n Yolumuz uzun, ben artık daha fazla tutmayayım sizi ve kendimi…
n
n Khoda hafez, khoda negahtar!..
n
n
n