Kalpleri mühürlü insanlar vardır...
İçlerinin karalığı yüzlerine vurur...
Müsbet ne kelime,her şey menfi...
Maskeli gezseler de
meymenetsizlik paçalarından akar...
Kimse görmez sanırlar...
Alemi kördür bunların
karşısında...Utanma, sıkılma hak getire...
Yalanın, iftiranın bini bir para...
Allah korkusunu hiç arama...
Olmayan şey bulunur mu?..
Yazarı bilinmeyen bugünkü öyküyü
her türlü çirkinliklerden arınmış,
güzel kalpli insanlara gönderiyorum...
* * * * *
Genç bir adam, kentin merkezinde durmuş, o yöredeki en güzel kalbin kendi kalbi olduğunu söylüyordu...
Çevresinde büyük bir kalabalık oluşmuştu. Herkes, en küçük bir leke ya da çatlak olmayan bu kalbe imrenerek bakıyor, onun güzelliğini konuşuyordu.
Sonunda hepsi de bu kalbin gördükleri en güzel kalp olduğuna karar vermişti. Genç adam çok gururlandı ve daha yüksek sesle kalbini övmeye, meziyetlerini anlatmaya başladı. Tam bu sırada kalabalığın içinden yaşlı bir adam, gence seslendi: Bir dakika genç adam. Senin kalbin benimki kadar güzel değil.
Orada bulunan herkes ve genç adam, bu kez yaşlı adamın kalbine baktılar. Çok güçlü atıyordu ama izler ve yaralarla doluydu. Kimi parçaları yok olmuştu, kimi parçaların yerine ise küçük küçük parçalarla yamalar yapılmıştı.
Genç adam, Şaka yapıyor olmalısın. Yaralarla, yırtıklarla, çatlaklarla dolu kalbini nasıl olur da benim tek bir leke dahi bulunmayan kalbimle mukayese edebilirsin? dedi.
Yaşlı adam, kendisinden emin bir şekilde yanıt verdi:
Evet, senin kalbin mükemmel görünüyor ama bak benim kalbimde gördüğün her yara, sevgimi verdiğim bir kişiyi temsil eder. Kalbimin bir parçasını kopartıp hep sevdiklerime verdim ve çoğu kez onlar da bana kendi kalplerinden birer parça koparıp verdiler. Bazıları tam benim parçamın büyüklüğünde olmadığı için arada boşluklar kaldı. Ancak, ben bu boşluklara şükrediyorum. Çünkü onlar, paylaşılan sevgileri bana anımsatıyor. Bazen sevgimi cömertçe vermeme rağmen karşılık alamadım. Kalbimdeki bu derin boşlukların nedeni işte bu karşılık alamadığım sevgilerdir. Bu derin çukurlar bana acı veriyor ama olsun, onlar da benim hayattan aldığım derslerin birer eseri. Şimdi gerçek güzelliğin ne olduğunu anladın mı?
Genç adam, yaşlı adama doğru yürüdü, harika güzellikteki kalbinden bir parça kopardı ve yaşlı adamın titreyen ellerine verdi. Yaşlı adam o parçayı aldı ve kalbine yerleştirdi. Sonra kendi kalbinden koparttığı bir parçayı, genç adamın kalbinde oluşan boşluğa yerleştirdi. Genç adam kalbine baktı. Artık mükemmel değildi ama öncekinden daha güzeldi. Çünkü, yaşlı adamın kalbinden sevgi onun kalbine akmıştı. Birbirlerine sarıldılar ve yan yana yürümeye başladılar...
* * * *
Bugününüz dünden daha iyi olsun. Mutlu ve huzurlu günler dileğiyle...