Şanlı Türk Ordusu, 09 Ekim 2019 saat 16.00'dan îtibaren,'Barış Pınarı Harekatı' adı altında, vicdanî, hukukî, medenî ve insanî bir tavırla, bütün dünyaya ilan ederek, kendi vatanının sınırlarını korumak maksadıyla Suriye'nin kuzeyinde bir 'sefere' çıkmış ve bölgeyi, bütün terörist unsurlardan temizlemeye başlamış ve geçen zaman içersinde, başarılı bir şekilde oldukça büyük bir kısmını da temizlemiştir.
O kadar ki; yerli halka zerrece zarar verilmediği gibi, Türk merhametinin bir tezahürü olarak her türlü yardımı da yapıp, mazlum ve mağdurlara şefkat elini uzatmıştır. Allah yar ve yardımcısı olsun!..
Şimdi siz...
Tarih bilmez, merhametsizler gürûhu...siz, kalkmış, bu meşrû müdahaleyi tek tek veya topluca kınıyorsunuz, öyle mi?
Kaatiller sürüsü teröristleri kınamıyorsunuz da, terörizmi önlemeye çalışanları, masûm insanların ölmesine engel olanları kınıyorsunuz öyle mi?
Mesela siz; 'Türkler insan değildir. Onlara zehirli gaz kullanılabilir' diyen İngiltere Başbakanı Churchill neslinden değil misiniz? Sömürdüğünüz yerlerde, Avusturalya'dan Hindistan'a kadar döktüğünüz kanın hesabını vermek cesaretiniz var mı? Siz mi Türkleri kınıyorsunuz?
Mesela; siz, Hiroşima ve Nakazaki'de 135 bin kişiyi vahşîce katleden ABD'liler değil misiniz? Vietnam'da, Irak'ta akıttığınız kan, sizi boğmayacak mı sanıyorsunuz? Kızılderililer'e ve Zenciler'e yaptığınız zulümler yanınıza kar mı kalacak sanıyorsunuz?
Eski Dışişleri Bakanınız Madeleine Albright'ın, 1990-1991'de vuku bulan Birinci Körfez Savaşı sırasında Irak'a uygulanan ambargo üzerine söylediği şu dehşet verici sözler hangi insanlıkla ifade edilebilir?
Demişti ki: 'Irak'ta 500 bin çocuk öldürdük. Zafer için gerekliydi. Buna değdi'. Bu sözlerden, içinizde utanan hiç mi bir kimse yoktur? '500 bin çocuğu öldürmek, birkaç varil petrol için değdi mi? Bu mu insanlığınız? Siz mi, biz Türkleri kınıyorsunuz?
Hocalı katliamının banisi, binlerce Müslüman Türk'ü hayvan vagonlarında sürüterek-çürüterek Sibirya'ya ölüme gönderen Rusya, p(i)lanlarınıza, hala tuzaklarla mı devamdasınız? Niçin seyirdesiniz? Neyin peşindesiniz?
Hiçbirinizin anlayışında, niçin, 'insanlık' için hiçbir insaf numûnesi bulunmamaktadır?
Sen F(ı)ransa!..K(ı)ralını esaretten kurtaran Muhteşem Süleyman Kanunî'yi hatırlamıyor musun? Ne kadar nankörmüşsün!..Ya, Cezayir'de iki milyon insanın kaatili olmaktan kurtulduğunu mu sanıyorsun? Ruanda'da yaptıkların/yaptırdıkların unutuldu mu? Sen mi bizi kınıyorsun?
Ya sen, bundan beşyüz sene önce, İspanya'nın katliamlarından kaçarak Türk'e sığınan ve Türk'ün merhametinin seni kucakladığı Yahudi devletinin mensupları, o İspanyolları ve sizin atalarınızı fırınlarında yakan Almanları unuttunuz mu? Ve sen, Almanya, fırınlarda yaktığın Yahudilerle ilgili bir pişmanlığın var mı? Sen de mi bizi kınıyorsun?
Dünyanın büyük güçlerinden biri olarak kendini gösteren Çin, Uygur Türkleri'ne yaptığın zulümleri, bir defalığına BM'de sessiz kalman asla örtemeyecektir!..'Büyük güç', haksızlığa her zaman ve her yerde karşı çıkmakla mümkündür. Adaletsizlikle zulüm bir arada bulunmaz!..
Ah şu gönülden bağlı olup kardeş dediğimiz Arap Birliği mensubu Suudi Arabistan, Mısır, BAE, Bahreyn, Lübnan... vesaire devletler, siz de mi, sizi sömürenlerinizle el ele verip, bizi kınıyorsunuz? Sizi sömürenleri kınadığımdan milyar misli sizi kınıyorum; size yazıklar olsun!..
Ya sen Filistin!..Sana, vay ki, vay!..Vah ki, vah!..Seni, Türkler'den başka müdafaa eden, koruyan birileri mi vardı ki, sen de, çekimser kalıyorsun? Ne kadar nankörmüşsün!..En az, F(ı)ransa kadar!..Sana, yazıklar olsun demek, elbette ki, çok az!!!
İstiklal Harbi'mizde, Batı Anadolu'muzda, 1963'lerde de Kıbrıs'ta akıl almaz katliamlarla, savunmasız Türk çocuklarını, kadınlarını, ihtiyarlarını öldüren Yunanistan, Hocalı'da Türk çocuklarını çivileyerek öldüren Ermenistan gibi, cinnet hali yaşıyorsun!..İnsanî hiçbir vasıftan nasibi olmayan anlayışınla, sen de mi Türk ordusunun şanlı ve meşrû vatan müdafaasını kınıyorsun? Elinden geleni ardına koyma!..
İtalya, Kanada, Danimarka, Hollanda...siz de aynı safta, terörizmle elele, masûm kanı dökenlere ortaksınız, bilesiniz!..Ve...
Türk Milleti; gelinen vaziyetten yeni vazîfeler çıkarmasını bilmelisin!.. Yeniden ve derinden, tarih muhasebesi yaparak 'durum muhakemesine' girişmeli ve onu, genişletmelisin!..
Önce, içerde, ıvır-zıvır şeylere zaman harcamamalı, millî şuûru diri tutucu tavırlarla harekete geçmeli ve bunu, Türk Dünyası seviyesinde sağlama çarelerine başlamalısın!..
Hangi mazeretlerle olduğunu şu anda söz konusu etmeyeceğim, gecikmiş de demeyeceğim, alenen ihmal edilmiş Türk Dünyası beraberliğini, hiçbir dış gücün tahakkümüne fırsat vermeden teminde acele etmeli ve yine, geç kaldık dememek için, acele etmelisin!...Çok acele...çoook!..