n

n
n Ne zordur,
n
n çok sevdiğin birini kaybettiğinde,
n
n onun ardından yazmak!..
n
n Mütevazı hayatı,
n
n eşi ve çocuklarına düşkünlüğü,
n
n dost canlılığı, yardımseverliği ve
n
n kısaca adam gibi adamlığıyla
n
n Mehmet Özkan ağabeyi yazmak, kolay mı?..
n
n Arkadaşlarının
n
n en sıkıntılı anlarında yanında olan ve
n
n engin tecrübesiyle onları hayata
n
n bağlayan sözcükleri bulup çıkaran vefalı
n
n adamı...
n
n En gergin anları
n
n dahi tebessümüyle yumuşatan saçları
n
n gibi yüreği ak adamı yazmak...
n
n Bölge İdaresi Mahkemesi
n
n Başkanı iken Vali, Rektör, Garnizon Komutanı,
n
n Cumhuriyet Başsavcısı, Ticaret Mahkemesi
n
n Başkanı, MİT Başkanı, İl Emniyet Müdürü,
n
n İl Jandarma Komutanı Polis Okulu Müdürü
n
n ve benim de aralarında bulunduğum üç beş
n
n sivilin katıldığı Kuru fasulye gecelerinin
n
n renkli siması herkesin ağabeyi, Mehmet Özkan ı
n
n yazmak...
n
n Bir keresinde, dönemin Valisi Mustafa Demir in
n
n hastalandığını öğrenmiş, telefona sarılmıştı...
n
n Sayın valim diye söze başlayıp daha sonra
n
n aradığı kişinin Milletvekili Mustafa Demir
n
n olduğunu anladığında; nasıl da üzülmüştü...
n
n Öyle de hassas biriydi, benim
n
n ağabeyim...İstanbul da tedavideydi...
n
n Samsun a döndüğünde,
n
n dayımın vefatını öğrenmiş, Burada olsaydım,
n
n Ordu ya cenazeye gelirdim dedi...
n
n Ah be güzel abim!..
n
n Hayatımda en güzel
n
n domatesi sayende yemiştim...Bahçende
n
n yetiştirdiğin domatesler, kendin gibi katkısızdı...
n
n En güzel Rumeli türkülerini de
n
n o yanık sesinle senden dinlemiştik...
n
n Söylerken yaşıyordu adeta...
n
n Hele Bir fırtına tuttu bizi
n
n türküsünde...
n
n Fırtına tuttu, bizi ağabey!..
n
n Hem de öyle sert esti ki,
n
n seni alıp götürdü bizden...
n
n Takdir-i ilahi karşısında
n
n diyecek söz var mı?..
n
n Mekanın cennet;
n
n çok sevdiğin eşin, çocukların ve sevenlerinin
n
n başı, dahası hepimizin başımız sağolsun
n
n ağabey!..
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n