Malumunuz yerel seçimler yaklaşıyor.

Hemen her gün basın ve sosyal medya üzerinden aday listeleri hakkında müthiş bir manipülasyon yapıldığına şahit oluyoruz.

Bazı aday adaylarının, hiç tasvip etmediğim 'Başarıya giden her yol mübahtır' sözünü kendilerine düstur edindiklerini görünce içim acımıyor değil…

Billboardlarda koca koca resimleri ile isimlerini tekrar hatırlatma çabasına gireni mi ararsınız, sahip olduğu devlet imkanlarını sırf tekrar aday gösterilebilmek ya da başka bir yere aday olabilmek için harcayanları mı ararsınız, yolda görse yıllardır selam bile vermediklerine tekrar yanaşıp sahte samimiyet kuranları mı ararsınız saymakla bitmez…

Bildiğim şu ki; Reis bu yerel seçimlerde gerçekten ince eleyip sık dokuduğunu düşünüyorum.

Aylar öncesinden tüm illere gönderdiği ve sadece kendisine yerel raporları sunacak olan parti görevlileri dosyaları önüne koymuş durumda. İnşallah tüm illerde olduğu gibi Samsun'umuz ve ilçelerinde şaibeye bulaşmamış, davasını unutmamış dürüst kişiler ile yola devam edilecek kanaatindeyim.

***

Davasını unutmamış demişken sevdiğim bir kıssayı sizlerle paylaşmak isterim:

'Eski tarihlerde bir medresede okuyan üç idealist arkadaş varmış. Medreseden mezun olduktan sonra nerede ve hangi işte, hangi görevde olurlarsa olsunlar, birbirleri ile irtibatı kesmeyeceklerine, dürüstlükten, adalet ve hakkaniyetten ayrılmayacaklarına, İslam davasına hizmetten asla geri durmayacaklarına dair söz vermişler. Fakat o dönemlerde iletişim araçları yetersiz ve sınırlı olduğu için, sonraki yıllarda karşılaşmaları halinde birbirlerini tanımakta zorluk çekmemeleri için aralarında bir şifre belirlemeye karar vermişler.

Çok kısa ve akılda kalıcı bir şifrede anlaşmışlar: 'Ben O'yum!'...

Aradan uzun yıllar geçmiş, bizim üç idealist dava arkadaşının her biri bir köşeye savrulmuş: biri müderris (hoca), diğeri tüccar, bir diğeri de mutasarrıf (vali) olmuş. Tüccar olan şehir şehir dolaşırken, bir şehirde arkadaşının mutasarrıf olduğunu öğrenmiş ve hemen kadim dava arkadaşını ziyaret edip tebrik etmek istemiş. Lakin güvenlik ve bürokrasi çarkını aşmak o kadar da kolay olmamış… Görevlilere kendini tanıtıp, vali beyin medrese arkadaşı olduğunu, yıllar öncesinden tanıştıklarını anlatmışsa da sırasını beklemek zorunda kalmış. Vakit geçmiş, lakin kendisine bir türlü sıra gelmemiş…

Saatler sonra bizim tüccarın aklına o yıllarda belirledikleri şifre gelmiş…

Derhal küçük bir kağıt parçasına 'Ben O'yum' yazmış ve görevliye uzatarak bunu vali beye iletmesini istirham etmiş…

Onun bu ricasını isteksizce yerine getiren görevli az sonra geri dönüp aynı kağıdı tüccara uzatmış…

Bizimki şaşırmış…

Ama asıl şaşkınlığı kağıdın arkasını çevirince yaşamış:

'Sen O olabilirsin ama… Ben O değilim!'

***

Bu kıssa günümüze ne kadar uygun değil mi?

Hakikat şu ki; nice arkadaşlar makamla, parayla, şöhretle tanışıp her imkana sahip olunca adeta tanınmaz hale geliyorlar ve 'Ben O değilim' çizgisine savruluyorlar.

Çünkü bu kişiler ulvî ideallerle yola çıktıkları halde, yolda bulduklarını yola çıktıklarına değişen ve amacına ulaşmak için her yolu mübah gören zayıf karakterli insanlardır…

'Ben O değilim' diyenler, dünyaya sultan olsa ne yazar…

Önce mevcutlar ve aday olacaklar; aynaya bakıp madden ve manen, kendi kendilerine 'Ben O muyum?' diyebilmeli ve kendilerini muhasebe edebilmelidir.

Hayırlı olsun…

AK Partide yıllarca hizmet yapmış, kurucu il başkanlığı, üç dönem milletvekilliği ve bakanlık görevlerinde bulunmuş Sayın Mustafa Demir, AK Parti Samsun Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı açıklanmıştır.

Ülkemize ve şehrimize hayırlı olmasını diliyorum.