Sıcakların artmasıyla denizde boğulma haberleri de ardı ardına geliyor...
Çocuklar ve gençlerin boğularak hayatlarını kaybetmeleri karşısında yürekler parçalanıyor...
Belediyeler ve ilgili kuruluşların uyarı levhalarına aldırmayan bazı insanlar, özellikle denizin dalgalı olduğu yerler ve rüzgarlı havalarda akıntıya kapılıp, hayatlarını tehlikeye atabiliyor...
Atakum sahillerinde hem belediye hem de polisin denetimleri ve uyarı anonsları sonucunda boğulmalarda, geçmiş yıllara oranla azalma olduğu görülüyor...
Ne var ki, boğulmaların önüne geçilemiyor…
Çünkü, ilgili korum ve kuruluşlardan çok bizlerin alacağı tedbir önemlidir…
Aileler, kesinlikle uyarı levhalarına dikkat etmeli; denizin dalgalı, havanın da rüzgarlı olduğu saatlerde çocuklarının denize girmelerini engellemelidir...
Karadeniz'de her yıl yüzlerce kişinin boğulmasına neden olan ve "Rip" diye tanımlanan akıntı, rüzgar ve dalganın etkisiyle kuvvetli hale dönüşüyor…
Rip akıntısı, denize giren kişiyi hızla açığa doğru sürükler ve kişi yüzme bilmediği için boğulma tehlikesi yaşar...
Yüzme bilenler için de sıkıntı vardır. Onlar da 'panik' durumu yaşarsa, boğulma tehlikesi olabilir...
Böyle hallere tanık olanların yapacağı ilk iş, yardım çağrısında bulunmak ve iyi yüzme biliyorsa kurtarmak için çaba göstermektir...
Boğulan bir kişiyi kurtarırken de dikkatli olmak gerekir...
Gençlik yıllarında boğulmak üzere olan birini kurtarmak isterken, kişinin can havliyle boğazıma sımsıkı sarılmasıyla tehlike atlatmış biri olarak söylüyorum...
"Allahım; hiç kimseye böyle bir durumu yaşatmasın" ama Peygamberimizin de "Önce tedbir sonra tevekkül" hadisini unutmamak gerekir...