Ortadoğu, tarihin bütün dönemlerinde bir kaos içinde olduğu gerçeği inkâr edilemez. Ortadoğu, sadece Osmanlı döneminde ilişkiler bakımından bir denge içinde idi. Fakat, bu süreç onlara batmış olacak ki yapılan büyük iyiliklere karşı, ihanet ile şükranlarını fazlası ile ödediler! Şunu açıkça belirtmek gerekir ki tarih boyunca Araplar, Türkleri sevmemişlerdir. Tabiatıyla bir husus üzerinde de durmak gerekir ise Araplar, birbirlerini de sevmemişlerdir. Bugün Ortadoğu bir karmaşa içinde ve durulmak bir tarafa, giderek yangını komşularını etkilemektedir. Burada en fazla etkilenen ise Türkiye olmuştur. Türkiye, bir zamanlar Saddam Hüseyin in halkına reva gördüğü zulüm ile Irak tan Türkiye ye sığınan Kürtler dolayısı ile zor günler yaşamıştı. ABD ve İngiltere nin müdahalesine rağmen; Irak hala durulmamış ve kanlı eylemler devam etmektedir. Daha sonra ortaya, Suriye sorunu çıkmıştır. Arap baharının ülkesini getireceği daha doğrusu Beşar Esad ı götüreceği varsayımı ile bu zatın katliamları yıllardır devam etmektedir. Öldürülen birkaç yüz bin kişi ve Suriye den kaçarak başta Türkiye olmak üzere, diğer ülkelere sığınan 2-3 milyon insanın çektikleri; Beşar Esad ın oturduğu makamından daha az mı değerlidir? Bir liderin bulunduğu mevkide kalması; ülkesine zarar veriyor ise o lider gitmelidir. Beşar Esad, yapılan seçimde oy çoğunluğunu elinde bulundurmasına rağmen, gitmelidir. Bir kaos içinde olan ülkede yapılan seçimlerin normal bir sonuç verdiği söylenemez. Elbette, bir komşu ülke olarak Suriye nin bütünlüğüne saygımız büyüktür. Yalnız, öldürülme ve katledilme olaylarına karşı da olmamız gereği vardır.
Hal böyle iken, IŞİD terör örgütünün ortaya çıkışı, başta ABD olmak üzere, Batı ülkelerinin fikirlerinin değişmesine neden olmuştur. Acaba bu, çok büyük bir şer olan IŞİD in yanında; Esad ı yerinde kalmasını istemek, ‘ehveni şer i tercih anlamında mıdır? Burada benim kanaatime göre iki önemli husus rol oynamaktadır. Bunlardan birincisi, Irak ta boyunun ölçüsünü alan ABD, bir daha Ortadoğu ya doğrudan bulaşmak istememektedir. İkinci husus ise, IŞİD in ortaya çıkışıdır. Zira, bu terör örgütünün, İsrail hariç savaşmadığı ülke yoktur. Bu bakımdan, ABD ye göre, İsrail e bir zarar gelmediğine göre; Ortadoğu daki bu karmaşa, onlar için faydalı olmasa da zararlı da değildir. Bunun yanında Arapların birbirleri ile yaptıkları savaş ise başta ABD olmak üzere Batının tercih ettiği bir durumdur. Evet, Batı ateşi maşa ile tutmaktadır. Nasıl olsa bir gün, bütün ‘tiran ların sonu gibi, Beşar Esad da bir şekilde gidecektir. Bunun için onlar bakımından aceleye gerek yoktur. Türkiye nin hiçbir suçu olmadığı halde, mağdur olması da umurlarında değildir. İki milyon kişiye yakın Suriyeliyi kabul eden Türkiye nin güç durumu ise ortadadır. Bu karışıklık ve misafirlik ne zamana kadar devam edecek, bu da belli değildir. Dünyada hiçbir ülke böyle bir göçü istemez ve kaldırmaz, kaldıramaz. Batı ve ABD, bekle gör politikası ile yavaştan almaktadır. Onların üzerinde durdukları en önemli husus ise, petroldür. IŞİD in petrolü kimlere sattığını ve buna karşılık silahlarını kimlerden aldığını soruları ise bir muammadır. Açıkça söylemek gerekir ise bu işlerde Batının parmağının olmadığı söylemek de mümkün değildir. Bunun için konuyu ortaya koymak ve bu işte kârlı çıkan kim diye düşündüğünüz zaman meselenin encamı ortaya çıkacaktır. Halâ Ortadoğu daki milletler durumu kavrayamamış veya gözlerindeki kin perdesi hakikati görmelerine mani olmaktadır. Ne diyelim, Allah akıl fikir versin. Saygılarımla.