Hepimiz biliyoruz ki özel gereksinimli çocuğa sahip anne-babaların zihinlerini en çok meşgul edenduygulardan biri "bizden sonra çocuğumuz ne olacaktır?" sorusudur. Özellikle anneler ve tabi babalar da bu soruyu sormaktan kendilerini alamazlar, bazende bunu hiç düşünmek istemezler. Çünkü zaten bir travma yaşayan aile bu sorunun cevabını kolay kolay bulamaz ve düşündükçe iyice çıkmaza girdiğini hisseder.Aslında bu sorunun cevabı uzun bir zaman diliminde ve sabrettikçe netleşmeye başlar, kısa sürede bu sorunun cevabını bulmak isteyen aileler ise özel eğitimin yanında sosyal rehabilitasyon programları uygulayan kuruluşları seçmelidir.
Özel eğitimin yanında sosyal rehabilitasyon programlarının uygulanması şart olurken bu yazıda Tanrı Meleği bir çocuktan annesine yazmış olduğu bir mektup okuyacağız. Bu Tanrı Meleği bir mucize sonucu annesine mektup yazma fırsatı bulsaydı sizce neler yazardı? Bence bunları yazardı.
Canım anneciğim benim... Seni Çok Seviyorum...
Neden hep dalıp dalıp gidiyorsun, neden bana hep üzgün üzgün bakıyorsun, neden hep aynı soruları tekrarlıyorsun, neden kendini suçlamaktan vazgeçmiyorsun, neden hep kızgınlık duyuyorsun?
Halbuki ben meleklere: "beni bu halde dünyaya gönderirseniz ben orda ne yaparım diye sorduğumda: "korkma dediler, orda senin annen olacak, biz senin için en iyisini seçtik, sana o bizden daha iyi bakacaktır, sana birçok şeyi o öğretecektir ama unutma ki senin de ona öğreteceğin birçok şey var, o sana öğretecek, sen o sana öğreteceksin ve bir gün kendi kendine yetebileceksin" dediler.
Hadi anneciğim başlayalım çalışmaya, öncelikle ben sana ceza olarak değil ödül olarak gönderildim, ben senin ödülünüm bunun farkına varmalısın ve anneciğim bu ödülde suçlu aramana gerek yok bir an önce nedenler üzerinde durmaktan vazgeçip ne yapacağımız üzerinde yoğunlaşmaya başlamalısın.
En başta benden utanma, insanların bakışlarına aldırma, beni gittiğin her yere götür, eğer kendi kendime yeterli hale gelmemi istiyorsan sakın anlamadığımı düşünme, beni konsere, tiyatroya, sinemaya götür anneciğim. Belli mi olur bakarsın sen ve ben belki de toplumun melekelere bakış açısını değiştiririz ha, ne dersin anneciğim. Hadi kalk anneciğim denize gidelim bana yüzmeyi öğret, hep evde oturmaktan sıkıldım artık, sadece okula giderken dışarı çıkıyorum. Tamam sana söz veriyorum akşam döndüğümüzde bütün ödevlerimi yapacağım anneciğim. Sana verilen görevin çok zor olduğunu biliyorum ama unutma yalnız değiliz çok yavaşta olsa ben öğreniyorum, gelişiyorum, büyüyorum yakında duygularımı sana sesli olarak söyleyeceğim, şimdi güçlü olma zamanı anneciğim. Etrafımızdaki diğer melekleri düşün anneciğim. Ne demişti melekler "senin annen var, korkma o seni korur ve sana her şeyi öğretir, Tanrı senin için en iyisini seçti", sen varken anneciğim hiç korkmuyorum biliyor musun çünkü sen çok özelsin anneciğim. Babama ve diğer akrabalarımıza bizi yalnız bıraktıklarını düşündüğün için kızma sakın, onlar senin kadar güçlü değiller anneciğim, bak göreceksin biz ilerleme kaydettikçe onlarda şaşıracaktır ve bize katılacaklardır. Sen ve ben çok özeliz. Şimdiye kadar birbirimize öğrettiklerimizi bir düşünsene, ne kadar da çok şey öğrendik, yaşadığımız toplumda bile daha önce farkında olmadığımız şeylerin farkına vardık ve anneciğim biz kazanacağız. Bir gün kendi başıma okula gidebileceğim, koşup oynayabileceğim, bağıra bağıra şarkı söyleyebileceğim, yaramazlıklar yapıp şımaracağım, hatta sen balkondan hadi meleğim geç oldu eve gel artık diye arkamdan sesleneceksin anneciğim, bende sana "ama anne biraz daha oynamak istiyorum" diyebileceğim. Bütün bunları seçilmiş olan senin sayende yapacağım çünkü sen çok özel biri olmasaydın Tanrı seni seçmezdi anneciğim. Her ne yaparsan yap beni toplumdan uzak tutma anneciğim, başta da söylediğim gibi insanların bakışlarına aldırış etme ve beni gittiğin her yere götür çünkü seninle her şey çok daha güzel anneciğim. Seni çok seven meleğin seni kocaman kocaman öpüyor anneciğim.
Sevgili anneler, babalar özel eğitimde sosyal hizmet uzmanlarının uyguladığı sosyal rehabilitasyon programları uygulayan kurumları tercih ediniz. Neden diye soracak olursanız; mevzuat değişikliği öncesinde bu kurumlarda 'sosyal rehabilitasyon' uygulamaları zorunluyken sonradan zorunluluktan çıkması nedeniyle kurumlar bu uygulamaya önem vermez oldu. Aslında bu kurumlardan hizmet alan çocuklarımızın kendi kendilerine yeterli hale gelmeleri ve sağlıklı sosyal gelişimleri için son derece gerekli bir mesleki müdahaledir.