Paranın nasıl kazanıldığı kadar, nasıl harcandığı da önemlidir...
Özellikle yerel yönetimlerde görevde olanlar ve göreve gelecekler için...
Ama paranın harcanmasıyla ilgili genel bir tanım vardır...
İşte bu tanım, tam da bizi anlatıyor...
***
Parayı kendi kazanıp, başkaları için harcayanlar...
Kaliteye değil ucuzluğunu gözetir...
Kendi kazandığı parayı kendisi ve ailesi için harcayanlar...
Hem fiyatını, hem kalitesini sorgular...
Başkasının kazandığı parayı kendisi için harcayanlar...
Sadece kalitesini sorgular...
Başkasının kazandığı parayı, başkası için harcayanlar...
Ne kaliteyi, ne de fiyatı sorgular!
Sorgulayacağı şey kendisine ne kadar avanta kaldığıdır ama...
Çok şükür ki, milli ve manevi değerlerle yoğrulan toplumumuzda...
Böyle şeylerin olduğunu bırakın söylemeyi...
Düşünmek bile akıl karı değildir(!)
***
Oysa...
Gerek devlet idaresi...
Gerekse yerel yönetimler...
Başkasının kazandığı parayla oluşturulan bütçenin...
Nasıl harcanacağının kararının verildiği yerlerdir...
Bu paradan toplumun hangi kesimlerinin...
Hangi isimler altında...
Ne kadar pay alacağının kararını verir seçtiklerimiz?
Mesela emekliyseniz...
Maaşınızı değil ama...
Ödeyeceğiniz su parası, ulaşım ücreti olarak cebinizden çıkacak paraya karar verecek yöneticileri seçersiniz...
İşsizseniz...
Size iş verecek yatırımcıya kolaylık sağlayacak ya da sağlamayacak kararların iki dudağı arasında olanlardır tercihleriniz...
Örnek uzayıp gidebilir elbette...
Başkalarının kazandığı parayı, başkaları için harcayacak kişiyi seçerken...
En önemli unsur güvendir!
Seçeceğiniz kişiye güveniyorsanız...
Ve onun için...
Başkasının kazandığı parayı başkası için harcarken...
"Fiyata da, kaliteye de bakar" diyorsanız...
Sorun yok demektir!
Ama bunu diyemiyorsanız...
Diğer gerekçeler masaldır!