Hangi partiden ya da ittifaktan hangi büyük ya da küçük kente aday olursanız olunuz ve adına ister iletişim, ister kampanya ister tanıtım deyin, kısacası ne derseniz deyiniz yapmak zorundasınız ve yaptığınız ya da yaptığınızı sandığınız da bu. Sorun bunu nasıl yaptığınızda?
Para harcamak elbet lazım ama asıl önemlisi parayı doğru harcamakta. Bir mesajı olmayan, o mesajı destekleyici görseller ve metinlerle desteklenmeyen sözde kampanyalar sadece para kaybı değil aynı zamanda enerji ve hatta çoğu zaman oy kaybı demektir. Gezmenin ve konuşmanın oy getirdiği doğrudur ama kaybettirdiği de bir o kadar doğrudur. Hele de konuşmasını kontrol etmeyen, gittiği yerin özelliklerini ve özlemlerini tahlil etmeden aklına estiği konuşan çoğu adayın önde başladığı yarışı kaybettiği çok görülmüştür.
Geçmişi anlatmak elbet önemlidir ve gereklidir ama yetmez, geleceği kapsamayan hiçbir tanıtım faaliyeti kimseye fayda sağlamaz. Geleceği kapsamaktan kastım da proje anlatmak değildir, ufuk çizmektir, hedef göstermektir ve umut uyandırmaktır. Bir de güven vermektir. Kitlelere umut vadetmeyen ve heyecan uyandırmayan hiçbir söylem doğru bir strateji değildir.
Çok detaya girecek değilim ama günümüzde tanıtım ya da iletişim artık gönüllü amatörlerin meşgalesi olmaktan çıkmış eğitimli ve deneyimli profesyonellerin mesleği olmuştur. Kampanya sahipleri gönüllüleri hiç ihmal etmemek ama onları profesyonellerin plan ve programı doğrultusunda harekete geçirmek mecburiyetindedirler.
Tanıtım ve başarı artık inanan dostlardan oluşan gönüllülerin ve işini bilen profesyonellerin işidir.