Bir hafta kadar önce,
Bilecik Emniyet Müdürlüğü
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele
Şubesi nde görevli
24 yaşındaki
polis memuru Tufan Kuvan,
tabancasıyla
intihar etti.
Genç polis,
Ordulu arkadaşım
Eyüp Kuvan ın oğluydu ve mesleğe
girmesinde
katkım olmuştu...
Tufan Kuvan,
babası Eyüp gibi
pırıl pırıl biriydi...
Olayı duyduğumda
çok üzülmüştüm...
Hele de Bu meslek beni delirtti
dediğini öğrendimde...
Aslında yazmayacaktım...
Ancak, önceki gün de Çorum da 29 yaşında
genç bir polis
memurunun
daha tabancasıyla intihar ettiğini
duyunca, dayanamadım...
O da geçirdiği ruhi
bunalım sonucu canına kıymıştı...
Daha önce de intihar
eden polisler vardı...
Fakat, son bir hafta içinde
iki genç polisin
ruhsal sorunlar
nedeniyle
hayatlarına son vermelerini;
iyiye işaret görmediğimden
yazmalıyım dedim...
Bu intiharlar niye?..
Arkadaşımın oğlu
Tufan Kuvan, intihar etmeden önce Bu meslek beni delirtti
diyerek bir ipucu verdi aslında...
Tufan Kuvan ın
bu mesleğe, büyük bir istekle
severek girdiğini biliyorum...
Sınavı kazandığında
mutluluktan uçacak
gibiydi...
Meslek aşığı genç,
ne olmuştu da
bu hale gelmişti?..
Hangi haksızlık,
onun meslek sevgisini
kırmıştı?..
40 yıla yaklaşan meslek hayatımın
muhabirlik dönemlerinde
binlerce polis, yüzlerce emniyet müdürü
tanıdım. İyilikler yaptım,
iyilikler gördüm...
Çok maaş almayan
ama aldığı o maaşla
mutlu ve huzurlu
yaşantılarına tanık oldum...
Bugün durum
çok yönden farklı...
Hem maaş ve mesai
durumları hem de
sosyal imkanları
düne göre
daha iyi...
Öyleyse polis
neden bu kadar mutsuzdur?..
Emniyet Teşkilatı,
her iktidar döneminde
eleştirilerin
odağındadır...
Çünkü her iktidar
polisi kullanmıştır...
Her iktidar değişikliğinde
teşkilat baştan aşağıya
yenilenmiştir...
Her dönemde de
üst görevlere
atanan polis şeflerinde
bilgi, deneyim ve başarı
ölçülerinden çok
fikri yakınlık
aranmıştır...
Acı olan
taraf budur...
Polis; iktidarların ya da ona yakın olan birtakım güç odaklarının
değil, devletin polisidir...
Görev ve yetkileri de
kanunla belirlenmiştir...
Emniyet Genel Müdürü,
il emniyet müdürü,
daire başkanı ve şube müdürü
atamalarında
siyasi referans etkili
olmuştur...
Bugün teşkilat içinde
birtakım güç odaklarından
söz ederken,
30-35 yıl önceki
polis koleji ve polis akademilerinin
durumlarına bakmak
gerekir...
O okullarda
iftira ve kumpaslarla
önleri kesilen
öğrenciler var...
Biri de kan kardeşimin
kardeşi, Hasbi Çiçek tir.
Emniyet Müdürü olacakken,
polis oldu. Emekliliğinin tadını
çıkaramadan kahrından öldü...
12 Eylül öncesinde,
sağcı-solcu
diye bölünen
teşkilatta,
bugün geometrik şekillerle
tanımlanan
gruplardan söz ediliyor ama
bu durumun
müsebbipleri,
sanki habersizmiş gibi
kulağının üstüne yatıyor...
Yok böyle bir şey!..
Yıllardır, bir oraya bir buraya
çekilmek istenen ve
sahipsizlikten birtakım
yapılara teslim edilen
polis,
birtakım güç odaklarından değil,
yasaların kendisine verdiği
yetkiyle adil
görev yapabilirse;
bu içsel huzur, onun
hem evine hem de görevine
yansıyacaktır...
İnsanlar da
adalete açılan
ilk kapılardan
güvenle
geçecektir!..
Polisi rahat bırakın!..