Bu nasıl şey, anlamış değilim...
Belki de akıl tutulması dedikleri bu olsa gerek...
Dün, Samsun-Ordu Karayolunda, Termenin Miliç yöresinde saat 14.00 sıralarında bir düğün konvoyuna rastladım. Konvoy düzenli biçimde trafikte ilerliyor. Gelinle damadı taşıyan araca 10 metre mesafedeyim. Sollayarak geçmek istiyorum. O sırada, plakasında Mutluyuz yazılı
Murat 131 marka aracın sürücüsü tabancasını çıkarıyor. Ben yavaşlıyor, geride kalıyorum. Sürücü, sol eliyle 14lüyü saydırıyor. Sonra onu sollarken,bana da Kusura bakma dercesine el hareketi yapıyor...
Trafiğin yoğun olduğu bu yolda,
güpegündüz tabancasını ateşleyen
bu sürücü, korkusuz bir maganda...
Kendi kendime söyleniyorum...
Ne zaman akıllanacağız? diye...
Az ötede bir düğün konvoyu daha ağır ağır ilerliyor. İçimde aynı telaş. Gelin aracını solluyorum...
Hayli uzaklaştıktan sonra cılız silah sesleri
kulağımı tırmalıyor...
Aklıma, 35 yıl önce rahmetli babamın
kereste fabrikasında ustabaşı olarak çalışan Selim abinin bir düğünde kaza kurşunuyla ölümü geliyor...
Çok üzülmüştük...
O yüzden,silah atılabilecek köy düğünlerine
yıllardır gitmiyorum...
Ancak, bu iş şimdi yollara kadar taştı...
Alınan önlemlere, TCKdaki ilgili maddelere,
muhtarların çabalarına ve hatta silah atılmayan düğünlerde
geline hediye olarak takı takılmasına varan
caydırıcı işlemlere rağmen
bu çağ dışı görüntülerden
kurtulmak mümkün değil...
Maganda kurşunlarıyla
hayatlarını kaybeden veya sakatlanan
insanlara içim yanıyor...
Bu masum insanların
ne suçları vardı?..
Kimi evinin balkonunda otururken,
kimi pencereden bakarken
canlarından oldular...
İnsana evinde bile rahat yok...
Akıl tutulması bu olsa gerek...
Yazık, hem de çok yazık!..