n

n

n Bonniebee Diyor ki;

n

n Seninle olsam, ne kolay bir yaşamım olacak -çılgınlık! Nasıl dokunabilirim bu konuya?- Bakışlarla konuşurduk yalnız. Oysa şimdi, hiç değilse yarına kadar beklemek zorundayım mektubumun cevabını.
n
n Yanlış anlama Milena, sev beni.

n

n KAFKA(Milena’ya Mektuplar)

n

n Merhaba dostlar!..

n

n Aslında bambaşka bir konu vardı aklımda, cumartesi günü sizlerle paylaşmak istediğim…

n

n Lakin, perşembe günü Haber Gazetesi’nin internet sitesinde, cuma günü ise gazetede Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Hüseyin Akan’ın açıklamalarını okuyunca…

n

n Düşüncelerimde kıpırdanmalar, gri beyin hücrelerimde oynaşmalar oldu...

n

n

n

n “…-YÖK taslağında yeni bir şey yok

n

n -Rektörleri sıkıntıya sokmasınlar

n

n -Rektör seçimleri yapılmasa daha iyi

n

n -Bütün gün oturan hocalar var

n

n -Bir şey üretmeden doçent oluyorlar…” şeklinde sıralamıştı Haber Gazetesi’nin internet sitesi Rektörümüzün açıklamalarından çarpıcı bölümlerini…

n

n

n

n xxxxx

n

n Görevine başladığı ilk günden bu yana zaten böyle düşündüğünü bildiğim Sayın Rektörümüz yine fikirlerini bizlerle paylaşmaktan imtina etmediler.

n

n Elbette işini sevenlerin, emek harcayanların destekçisi olacağına inandığım, akademisyenlerin, bilim sevdalılarının önünü tıkamak yerine engelleri kaldıracağını düşündüğüm ve özellikle edebiyata, insana, (biraz özel olacak ama Farsçaya) olan sevgisinden şüphe etmediğim Rektörümüzün bu açıklamalarının maalesef sadece ve sadece ‘hoş bir seda’ olarak kaldığını görüyor olmanın, üzüntüsünü, acısını çok çektiğimi belirtmek isterim.

n

n Bu söylemler ‘akademik töre’lere, emek zayilerine, mesleksizeştirmelere ya da diğer bir söylemle branşsızlaştırmalara, kadro alçaltarak kişinin iş ve zaman kaybetmesine ve en önemlisi de kişilerin keyfi davranışlarına bir ‘dur’ der mi?

n

n Bilemem, zannettmem de…

n

n xxxxx

n

n Yine Sayın Rektörümüzün fakülte, hastane, birim ziyaretleri sırasında, yapılan çalışmaları bizzat kendisi görmek istemesine ve bu esnada akademik ve idari personelin yüzüne daha iyi bakmasına bir vesile olabilir, diye düşünmekteyim…

n

n Yıllarca aynı koridorda çalışıp da birbirlerinin yüzüne bakmayan ‘hocam’ dediğimiz, koskoca profesörlerimiz bile birbirlerine selam vermiyorken bunun sebebini muhatapları yerine sadece bir kişide aramaya kalkışmak elbette büyük bir hata olacaktır.

n

n Fakat, demokrasi dediğimiz şey, akademik demokrasi dediğimiz şey, çalışanla çalışmayanın ayrımını sağlayan şeydir ve bunun uygulanması sana göre, bana göre, şuna göre değil, başkalarının emeğiyle prim yapanlara, yaptırtanlara, yalakalara, iki lafı biraraya getiremeyenlere, intihalcilere, ‘xxx profesörüyüm’ deyip ne dediği belli olmayanlara, üniversitenin parasıyla gezip tozanlara, üniversiteyi panayıra çevirenlere, akademisyen değil mafyademisyenlere olmalıydı.

n

n Bu yüzden Rektör Beyin söylemlerini GERÇEKÇİ, bir o kadar da üzücü, bir o kadar da düşündürücü buluyorum!..

n