n

n
n
n
n S S K deyince Sosyal Sigortalar Kurumu anladınız değil mi? Hayır Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu . Bu iki kanun var ya bu iki kanun, Türkiye’nin tüm diğer sorunlarından çok daha önemli. Adeta İskender’in düğümü. Bu düğüm bir çözülse, ülkemde sağlık da düzelir, eğitim de ekonomi de adalet de ve en önemlisi iç ve dış savunma da.
n
n Yıl 1993 idi. Ben Anavatan Partisi Gençlik Kolları nda AR-GE Komisyonu Başkanı olarak çalışıyordum. O zaman Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu ile ilgili bir çalışma yapmış ve Genel Başkan Mesut YILMAZ’a sunmuş idik. O da çok beğenmiş hatta kitapçık haline getirmişti. O tarihten bu yana, birçok iktidar isteklisi genel başkan bu ucube, anti demokratik, hiçbir çağdaş ülkeye yakışmayacak iki kanunu değiştirme sözü verdi. Ama iktidar olana kadar. Maalesef, bugün iktidar veya muhalefette yer alan siyasi parti genel başkanlarından hiçbirinin gündeminde de böyle bir konu yok.
n
n Çünkü bu iki ucube, yetkiyi eline alanları imparator, tek adam, adeta diktatör haline getiriyor. Bu sistemde genel başkanın işaret ettiği il başkanları delegeleri hazırlıyor. O delegeler, parti yönetimini ve genel başkanı seçiyor . Dolayısıyla, halkın isteği, ülkenin ihtiyacı değil, genel başkana yararlı kadrolar ancak siyaset yapıp ülkeyi yönetiyor. Eee hele de genel başkanların küresel sermaye ve onun uzantılarıyla bağlantısı varsa; demek ki delege ağalarının bile değil okyanus ötesi güçlerin sözü ülkede geçiyor demektir. Bu da dolayısıyla ülkenin, eğitimden, sağlığa, ekonomiden savunmaya kadar dışa bağımlı olması demektir. Böyle olursa da Self Determinasyon denen hakkınızı bile kullanamaz, Kuzey Irak taki PKK kamplarını kapatamaz, kendi ülkenizin güvenliğini dahi sağlayamaz, her gün ana kuzularını şehit olarak kara toprağa uğurlarsınız.
n
n Hatırlayın 2002 tezkeresini. O günlerde AK Parti, tüzüğü inanılmaz demokratik bir partiydi. Bu nedenle milletvekilleri, çok daha halkın içinden kişilerdi. Ne oldu ? Genel Başkan Tayyip ERDOĞAN ve Başbakan Abdullah GÜL’ün onca çabasına rağmen, ABD askerlerinin bizim topraklarımızdan Müslüman Iraklı kardeşlerimizi öldürmesini içeren tezkere milletvekili oylarıyla reddedildi. Sonra AK Parti tüzüğü değişti. Tüm yetkiler milletvekillerinden genel başkana geçti. Genel başkanın yüzde yüz iradesiyle seçilen milletvekilleri, 2011 yılında , Batıyı, İsrail’i Müslüman İran’a karşı koruyacak füze sisteminin Anadolu topraklarında kurulmasına izin verdi.
n
n Bakın gördünüz mü halkın iradesinin yansımasıyla, genel başkanın iradesinin yansıması arasındaki farkı. Bu konu nereden aklına geldi derseniz, geçenlerde bir haber kanalında MHP Genel Başkan Adayı Sayın Koray AYDIN’ı izledim. Ön seçim namus sözüm, iktidara geldiğimde yapacağım ilk iş siyasi partiler kanununu değiştirmektir dedi. Dedi ki ben kendine güvenen bir liderim. Eğer ben doğru yaparsam, demokratik siyasi partiler kanunu zaten beni korur, eğer olmazsam Allah zaten burayı bana nasip etmesin mealinde şeyler söyledi. Tüm siyasi parti liderleri ve lider adaylarından bu cesareti, bu nesafeti göstermelerini beklemek en doğal hakkımız.
n
n
n
n Ey güzel halkım! Tüm bunları söyledikten sonra ezcümle derim ki ;
n
n Size demokrasi vaat etmeyen , sizin değerlerinizi yönetim şekline taşımayan hiçbir lidere prim vermeyin. Siyasi partiler ve seçim kanununu değiştirmeyecek hiçbir lider adayını da , lider edinmeyin. Yoksa, milyonların değil, liderlerin rüyalarını daha çooook görür bu ülke.
n
n
n
n
n
n
n