Yargıtay ve Danıştay dan
sonra adli ve idari yargıda
HSYK üyelikleri
için yapılan
seçimler,
Yargıda Birlik Platformu,
Yarsav-Yargısen ve
Bağımsızlar için
adeta bir turnusol kağıdı
gibiydi...
Aday listelerinde
herkesin tarafı belliydi de
seçim sonuçları,
hangi grubun
hangi ilde
güçlü konumda
olduğunu
açıkça ortaya çıkardı...
Yargının
bu noktaya gelmesi
karşısında
grup ifadesini
kullanmak zorunda
kaldığım için
üzülüyorum...
Mesela Samsun da
idari yargıda,
çıkan oyların dökümünde
Bağımsızlar
Yargıda Birlik Platformu na
fark atmış!..
Adli yargıda da
oylar başabaş!..
Bu satırların
yazıldığı
ana kadar
gelen sonuçlara
göre,
Yargıda Birlik
Platformu nun
HSYK seçiminde
başarılı olduğu görüldü...
Bu da HSYK da
hükümetin
istediği bir sonuçtu...
Seçimler, hükümetin istediği
biçimde sonuçlanmış olsa da
önümüzdeki sürecin
yargı mensupları için sancılı geçeceğini
görüyorum...
Sosyal medyada yazılanlara
bakarsak; birtakım hakim ve savcılar
için ciddi iddialarla soruşturmalar
açılacak...
Gerçekten böyle bir suç varsa,
kimsenin gözünün
yaşına bakılmasın!..
Ancak, bir dönem
olduğu gibi
sahte belgeler, yalancı tanıklar ve
film senaryoları gibi iddianamelerle
insanlar suçlanacaksa;
Dün yapılanla bugün arasında
ne fark var? diye
sorarım...
Haksızlıklara
uğrayan insanların,
yaşadığı vicdansızlıklar
karşısında gösterdikleri tepkiyi anlıyorum...
O masum insanların
çektikleri çileleri ve
ettikleri
bedduaları da
biliyorum...
Yine de sapla-samanı,
suçluyla-suçsuzu
ayırmak lazım, diyorum!..
Bu ülkede
hiçbir masum insanın
korku sarmalı içinde,
bir güvercin tedirginliğiyle
yaşamasını
hazmetmiyorum...
Ve yargının,
vicdanlarını
güç odaklarına
teslim etmemiş
hakim ve savcıların
elinde olduğunu hissederek,
güven duymak istiyorum...
Bana göre bundan sonra
hükümetin yapması
gereken ilk iş,
soruşturmalardan önce,
yargıdaki birtakım güç odaklarının
mağdur ettiği insanların uğradığı
haksızlığı gidermek
olmalıdır...