n

n
n ‘Haydar Baba!’dünya yalan dünyadır,
n
n Süleyman’dan, Nuh’tan kalan dünyadır,
n
n Oğlu, kardeşi derde salan dünyadır,
n
n Her kimseye ne vermişse almıştır,
n
n Platon’dan kuru bir ad kalmıştır.
n
n
n
n ŞEHRİYAR
n
n
n
n Merhaba sevgili dostlar…
n
n Başınızı gökyüzüne doğru kaldırdığınızda sizi modern yapıların karşıladığı, ara sokaklarında ise belli belirsiz eski evlerin göz kırptığı, minik dikdörtgen tuğla duvarların sarı güneşe teslim olduğu bir kentten sımsıcak bir ‘Merhaba’…
n
n Şimdi, şu anda İran’ın beş büyük kentinden biri olan, Şehriyar’ın, Şemsi Tebrizi’nin, Hakani’nin, Esedi’nin ve şu an aklıma gelmeyen pek çok ünlü şairin yuvası olan Tebriz’deyiz.
n
n Yoğun ve gürültülü trafiğin insanı neredeyse trafik polisine çevirdiği, yaklaşık 40 derece kent ısısında sıcak asfaltı arşınlıyorum.
n
n Edebiyatla, şiirle bezeli rüzgarların estiği, Şah Gölü’nün kenarında ayaklarınızı dinlendirdiğiniz, Otel Pars’ın terasından ışıklarını sayabildiğiniz böylesi büyük bir kentte olmak, kalabalık arasına karışmak gerçekten büyük bir keyif.
n
n
n
n xxxxx
n
n Tebriz, bu güne kadar yolu düşen her bir turistin bu kent hakkında söyleyecek pek çok sözü olmasına rağmen benimse hakkında bir türlü yazmaya cesaret edemediğim bir şehirdir.
n
n Hatta, İran kapısından içeri girer girmez ilk tanıştığım ve 5. kez yolumun tekrar buraya düşmesine rağmen…
n
n Belki buna sebep kendi gözlerinizle görmeniz gereken kentin kendine has kozmopolit dokusu belki de inanılmaz misafirperver kimliklerle mest olurken tam aksine gereksiz taruflarla, yani nezaketlerle allak bullak olabilme ihtimalidir, kim bilir?
n
n
n
n Tebriz’in İran coğrafyasındaki yeri ve önemi şüphesiz tartışılmaz.
n
n Özellikle ticari nabzın büyük ve tarihi pazarında attığını düşünecek olursak …
n
n Erdebil gibi, Urumiye gibi bir Türk diyarı olan Tebriz’de resmi dil olan Farsça’nın aksine herkes Azeri Türkçesi’yle konuştuğu, Farsça bilmeseniz bile yolunuzu asla kaybetmediğiniz bir kent.
n
n Hatta, Şairler’in, Arifler’in ve Vezir’lerin mezarlarının bir arada bulunduğu tek şehirdir.
n
n Tarihi yapıları, mimarisi, önem arz eden ilkler mevcudiyetiyle kuşkusuz takdire ve şaşkınlığa şayandır.
n
n Pek fazla bilinmiyor olsa da biz yine kısa da olsa Samed Behrengi kaynaklı bilgiler ışığında bu ilklere değinmeden geçmeyelim.
n
n Tebriz’e, Orta Asya ve İran açısından bakacak olursak tam anlamıyla bir ilkler şehri olduğunu görürüz.
n
n İran’ın ilk belediyesi, ilkokulları burada kurulmuş.
n
n Dünyanın ilk modern üniversitesi Rab-i Reşidi’yi burada bulabilirsiniz.
n
n 700 yıl önce ‘çav’ adıyla ilk kağıt para burada basılmış.
n
n Modern edebiyatın, tiyatronun ve çocuk edebiyatının başladığı kent.
n
n Ortadoğu’nun ilk sineması burada kuruluyor.
n
n Şemsi 1227’de, yani 164 yıl önce ilk matbaa burada kuruluyor, kitaplar basılıyor ve ilk kütüphane burada oluşturuluyor.
n
n Ortadoğu’da ilk açık kalp ameliyatı da burada yapılıyor.
n
n Duyma ve konuşma özürlüleri için anaokulu kuruluyor, ilk görme özürlüler okulu Almanlar tarafından Tebriz’de kuruluyor.
n
n İlk Kadınlar Encümeni Sahip Sultan Hanım tarafından kurulurken İran’da ilk ansiklopedi yine burada yazılıyor.
n
n Dünya’nın 5. Asya’nın ise ilk karikatür müzesinin bulunduğu kenttir.
n
n
n
n Xxxxx
n
n
n
n Biliyor musunuz?
n
n 1342’de yani bundan 49 yıl önce Ferhad adında Tebrizli bir şair aşk’a, ayrılığa dair güzel bir şiir yazar ve yine Tebrizli bir müzisyen tarafından bu şiir bestelenir.
n
n O sırada ünlü şarkıcı Reşid Behbudov Tebriz’dedir.
n
n Bu şarkıyı dinler ve ülkesine döner ve ‘size töhfe(hediye) getirdim’ der ve ne zaman dinlersem dinleyeyim içimi cızzz ettiren ‘ayrılık’ parçasını okur.
n
n Evet, Tebriz sokaklarında geziniyoruz.
n
n İçimden ‘ayrılık’ şarkısının nağmeleri geçerken bir yandan da Zuhal’in kadifemsi sesine kulak veriyorum.
n
n Çünkü, ‘Ayrılık da sevdaya dahil, ayrılanlar hala sevgili’…
n
n Sizce de böyle değil midir?
n
n Şehriyar bile yıllar sonra karşısında cunesini görünce ‘ama şimdi neden’ diyerek sitemini etmemiş miydi?
n
n
n
n Xxxxx
n
n
n
n Tebriz…
n
n Sitemler kenti…
n
n Ayrılıklar kenti…
n
n Muhalifler kenti…
n
n Hep bu ab-ı talebi’nin(kavun suyu) yüzünden!..
n
n O kadar lezzetli ki!..
n
n Mevsim yaz, Tebriz oldukça kalabalık bu gece.
n
n Herkes semaverini alıp Şah Gölü’ne koşuyor.
n
n İlerleyen saatlerde belli belirsiz ağaç gölgesi altından gitar sesleri de duyulmaya başlanacak…
n
n
n
n NOT:
n
n
n
n Sırt çantamı alarak tek başıma yola koyulduğumu sanıyordum. Gelen maillerden anlaşılıyor ki hiç de yalnız değilmişim. İnanın, Çalus kentinin bittiği yerde, Hazar Denizi’nin dalgalarını izlerken yalnız olmadığımı biliyordum. Kalbimin heyecanıyla kaleme aldığım satırlarım buna şahittir. İran diyarında benimle birlikte gezindiğiniz için sonsuz teşekkürler!..
n